Jack London, para kazanmak için döneminin vermiş olduğu popülerlik ile altın aramak için Kuzey'e gitmiş, ancak bundan eli boş dönmüş biridir. Hâlâ fakir olan London, yaşadığı hikayeleri yazarak para kazanmaya başlamıştır. En çok hangi tür kitapları okunmuş ise o türde yazmaya ağırlık vermiştir ve 50'ye yakın kitabı bulunmaktadır. Döneminde de en çok okunan yazarlardan biri olmuştur. Bu kitapta da Buck isimli bir köpeğin değişen hayatını ve kendisini anlatmaktadır. Bir köpeğin hikayesi mi? Yoksa bir köpek üzerinden insanın hikayesi mi? Buck'un değişimini okurken, gözümün önüne insandan başka bir görüntü gelmiyordu. Yaşadığımız koşullar bize şekil verir, bizi biz yapar. Örneğin Karadeniz insanı sert ve kaba bir yapıya sahipken, Akdeniz insanı daha ılımlı, daha kibardır. Farklı coğrafyaların insanların üzerinde ki büyük etkisinden biridir. Sert koşullar sizi sert olmaya iter yoksa hayatta kalmazsınız. İşte Buck'ta Güney'den Kuzey'e kaçırılan bir köpek. Kendisini seven bir ailesi ve yaşadığı bir evi varken, birden sopalanan, kamçı darbeleri yiyen, karın içinde uyumaya başlayan, kavga eden hatta öldüren bir yaşama geçer. Bu süreçte Buck doğasını keşfederek vahşileşir. Kitabın satır aralarını fark ettiğiniz çok iyi mesajlar verdiği görülmektedir. İnce fakat hakkında çok şey söylenebilecek bir kitap. Buck'ın geçmişini ve atalarını hissetmesi, reenkarnasyonu ortaya koyarken, sahipleri olan altın avcılarının da yaşamlarını göstermektedir. Kitapta bir yerde "ilkel sabır"dan bahsetmektedir. Evet, ilkel insanlar da ve diğer tüm canlılarda bizden daha sabırlılardı. Bizler herşeye çok çabuk ulaşan ve aynı zaman tüketen bir çağdayız. Bu yüzden tatmin olmuyoruz. Hepimize ilkel bir sabır dilerim. Kitapla Kalın

Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,5bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rubatum