Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Lise döneminde edebiyat öğretmenimin okumam için söylediği bir kitaptı. Ancak o dönemlerde bütün kadın hormonlarım kafasına buyruk davrandığı için kitabı ilk sayfalarda bırakmıştım. İlk sayfalarda bırakmamın sebebi de Kemal Tahir Beylerin fazlasıyla kadınları aşağılıyor gibi olan tutumu. Açıkçası birkaç ay önce sorsalardı "Asla okumayacağın kitap hangisi?" diye, cevabım kesinlikle "Kemal Tahir'in bütün kitapları" derdim. Ancak gerek kitaplığımdaki kitapların artık hepsinin okunmuş olması olsun gerek de ön yargının pek de faydalı bir şey olmadığını düşünmüş oluşum ile bu kitaba sonunda başlamıştım. (Şimdi de elimden düşüremiyorum, 3 kere okudum herhalde :) ) Öncelikle şunu bir açıklamak istiyorum, Kemal Tahir'in neden kadınlara bu kadar acımasız yaklaştığını bulmak için bayağı bir didindim. Çünkü kadınlardan bir zarar görmüş ki her birini birer fahişe olarak görüyor, diye düşünmüştüm. Ancak yaptığım hiçbir araştırmada Kemal Tahir'in aşk hayatına dair bir şey bulamadım. 2 evlilik yaptığını, ilkinin ceza evine girdiği için karısının ondan ayrılmak istediğini biliyorum ancak bu kadar bilgi var. Sonra şans eseri bir yazarın kitap hakkındaki yorumuna denk geldim. Aynen aktarıyorum: “Kemal Tahir’in hikâye ve romanlarında göze çarpan bir başka yön de, kadınların şaşılacak ölçüde tam yerlerine oturmuş, sağlam tanımlanmış, davranışları anlaşılmış tipler oluşudur.” Bunu gördükten sonra artık suçu o dönem kadınlarına atmaya başladım açıkçası :) Bir de aklıma Osmanlı dönemindeki mendil atmalı-tutmalı cilveleşmeler gelince, kitabı okumaya ikna oldum. Artık kitaba geçebilirim sanırım. Bir kere İthaki Yayınları'ndan almayın kitabı, noktalama işaretleri eksikliği, yersiz kullanımları fazlasıyla sinirinizi bozacak düzeyde. Herkes "İzmir Suikasti" diyerek geçiştirmiş ancak kitapta anlatılmak istenen bir suikast değil. Ortada baştan aşağı değişen bir düzen var, hâliyle insanlar tedirgin. Çünkü yeni düzen konusunda hiçbir şeye hâkim değiller. Kimisi bu korkulardan dolayı bir araya gelip eski düzeni korumaya çalıştıkları için vatan haini olmuşlar ancak bu hainlik değil, düpedüz korku. Ortada bir İstiklâl Mahkemesi var. İnsanlar "İstiklâl" kelimesinden çekiniyor, akıllarında cehennem gibi korkunç bir yer var çünkü bilmiyorlar ki. Ayrıca direkt idam cezasına çarptırılmış olmaları bana hiç hoş gelmedi. Evet, o dönem için o insanlar bir tehlike arz ediyor olabilir ancak Kara Kemal Bey dedikleri adam vakti zamanıyla Mustafa Kemal ile karşı karşıya oturup görüşmüş, sohbet etmiş bir insan. Yüzüne bakıp, görüşlerini paylaştığın, kimi yerlerde görüşlerine katıldığın, istişare ettiğin bir adamı ölçüp biçmeden, dinlemeden, suçlu mu suçsuz mu diye sorgulamadan idam cezası vermek bana acımasızca geldi. Bana kalırsa bu kitap bir tarih kitabı. Ve keşke bütün tarihimiz bu kitaplar gibi tarafsız bir şekilde, iki tarafın da görüşlerini ortaya koyarak anlatılsa, insanlar kendileri karar verse doğruya yanlışa. Belirli kalıplara girmese tarih. Kitabın çok güzel olduğunu milyonlarca kez söyleyebilirim. Güzel bir alıntı ile incelememi kapatmak istiyorum: "Bizde hemen hiç değişmez. Çoğu zaman kararlı geliriz konuşmaya... Hele kendimizi güçlü sanıyorsan, niyetimiz parlak fikirlerimizi karşımızdakilere onaylatmaktır." Keyifli okumalar :)
Kurt Kanunu
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20184,432 okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.