Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kolay bir dil, harika anlatımla çok sevdiğim bu kitaptan sonra yazarın diğer kitaplarını da merak ettim açıkçası.
Kitap, çocukluktan gençliğe geçen kahramanımız Zuriko’nun ağzından anlatılıyor. Kitabın başında zaman olarak savaş, yokluk dönemi seçilmiş olsa da açıkça ele alınmamış. Mizahi olayların satır aralarında savaşı (anne-babasının olmaması) yokluğu (açlıktan köpeğinin ölmesi) yakalamak sanki acısını saklamaya çalışan bir kişinin sürekli konuşmasını/gülümsemesini çağrıştırdı bana. O yüzden içim acıdı.
Kitap sevgi, koşulsuz aile olmak, paylaşmak gibi duygularla yüreğimizi eritirken, İliko ve İlarion arasında pat diye yapılan bir eşek şakası ile bol bol gülümsetti. Ninenin hazırcevaplığı ise en bayıldığım kısımlar arasında yerini aldı. Her telden duygularla, keyifle okuduğum bir kitap oldu.
Ağustos ayında Kitap Ağacı Devrialem Kulübü’yle okudum.