Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre piramidin en altındaki kısım insanın yaşamını devam ettirmesi için gerekli ihtiyaçları temsil eder. Bunlar beslenmek, barınma ve üremektir. İnsanı hayvandan ya da primattan ayıran ise duygusal ihtiyaçlar ve lükslerdir. Piramidin basamaklarındaki eksiklikleri göz ardı edip lükse yönelenler, kapitalizmin sevdiği insanlandır. Oysa lüks ona sağlıklı ulaşabilmeyi gerektirir. Aksi takdirde insan insana, hayvana temel ihtiyaçlarını gidermesini engelleyecek kadar zarar verecektir. Kişi elbette içgüdüsel olarak para ve mevki kazandıkça Maslow Piramidindeki bir üst basamaktakilere sahip olmak ister. Barınma, beslenme gibi ihtiyaçları karşıladıktan sonra, duygusal bir ilişki yaşamak, sevmek sevilmek.. sonrası ise felsefeyle, edebiyatla, müzikle tanışır ve içgüdülerinden sıyrılarak beynin farklı kısımlarını çalıştırır. Okudukça, gezdikçe sorgular. İnsan primat düzeyinden bu noktada ayrılmaya başlar. Sanatı, okuduklarını, gördüklerini harmanlayan insanoğlu kendisine yeni zevkler edinmeye çalışır, bu noktada ise lüksleri ortaya çıkar. Son model arabayla otobanda hız yapmak, yat ile koyları gezip sakinliğin keyfini çıkarmak, lüks bir mekanda yeni lezzetler tatmak, bir iç mimar tarafından planlanıp, İtalyan tasarımlarıyla süslenmiş evde yaşamak ve sanat icra etmeye çalışmak gibi. Piramit basamaklarındaki eksiklikler insanları şu karakterlere büründürebilir; 1- Maddi olarak güçlü ama sevgi ihtiyacını karşılayamamış bir ailede büyüyen insanın eline fırsat verirseniz birilerini ezerek o yarasını kapatmaya çalışacaktır. Popüler okullar bitirmiş ve iş hayatında iyi konuma gelmiş ama çalışanlarıyla sağlıklı ilişkiler kuramayan bir patronun temelinde bu eksiklik yatabilir. 2- Maddi durumu beslenme barınma ihtiyacını karşılamaya zor yeten fakat sevgi ihtiyacını karşılamış, birbirine sıkı sıkıya bağlı bir ailede büyümüşse, maddi problemleri atlatamasa bile insanlara hep yardım edecektir çünkü yokluğu bilir. 3- Maddi olarak güçlü ve sevgi ihtiyacını karşılamış olarak büyüyen birisi kendini sanat, edebiyat, felsefe gibi alanlarda doyurmadan lükslere ulaşmaya çalışırsa o lüksler üzerinde sırıtır. 4- Maddiyat olarak zayıf ve sevgisiz ailede büyümüş birisi eline güç geçtiği takdirde çok tehlikelidir. Kişi birde okumamış, eski acılarını terapi etmeye çalışmamışsa kendisini asla tatmin edemez. Bir alev olur ve dünyadaki bütün ormanları kül etmeyi hedefler. Paraya taparlar, maddiyatla sevgiyi satın almaya çalışırlar. Hüsrana uğradıkça daha da açgözlü hale gelirler, artık intikam alma zamanıdır. Gazap Üzümleri, 1. Ve 4. Tip karakterlerin Amerika’da üst mevkiye gelip 2. Tipteki karakterlere sahip aile bireylerini yurtsuz bırakmasını ve sefalete sürüklemesini anlatıyor. Kitap boyunca sevgi nedir bilen bireyin kendi harap olmuşluğunu aldırmadan yardımsever oluşuna şaşırıp insaniyetinizi sorguluyorsunuz. O sevgiyi aşılamayı başarmış Joad ailesinin annesine de hayranlık duyuyorsunuz ki yazar anneyi bir kale olarak betimlemiş, haksız da değil. Sonu ise John Steinbeck’in okuduğum diğer kitaplarından Fareler ve İnsanlar, Yukarı Mahalle’de olduğu gibi tüylerimi diken diken etti. ATH

Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Engin Yayıncılık · 199235,5bin okunma

··

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alper Tunga