Sivas Kongresi Beyannamesinde yer alan hilafet ve saltanat ağırlıklı ifadeler, Ankara'da Meclis'in açılışını haber vermek üzere Heyet-i Temsiliye adına Mustafa Kemal tarafından, illere, sancaklara, Müdafayı Hukuk merkezlerine ve belediyelere gönderilen 21 Nisan 1920 tarihli yazıda daha da yoğun bir tarzda tekrarlanır. Milli Mücadele'yi yönlendiren ideolojinin dini boyutunu göstermesi bakımından söz konusu yazının 4. maddesi oldukça önemlidir: "Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bu günden itibaren aynı şekilde Hatm-i Şerifler indirilmesine ve Buhari-i Şerif okunmasına başlanarak, cuma günü ezandan önce minarelerde sala verilecek, hutbe okunurken, Halifemiz, Padişahımız Efrndimiz Hazretleri'nin mübarek adlan anılırken, padişah Efendimiz'in yüce varlıklarının, şanlı ülkesinin ve bütün tebaasının bir an önce kurtulmaları ve saadete kavuşmalaru için ayrıca dua okunacak ve cuma namazının kılınmasından sonra da hatim tamamlanarak yüce Hilafet ve Saltanat makamı ile bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen Milli Mücadele'nin önemini ve kutsallığını, milletin her bir ferdinin, kendi vekillerinden meydana gelmiş olan bu Büyük Millet Meclisi'nin vereceği vatani görevleri yapmaya mecbur olduğunu anlatan vaazlar verilecektir. Daha sonra, Halife ve Padişahımızın, din ve devletimizin vatan ve milletimizin kurtuluşu, selameti ve istiklali için dua edilecektir. Bu dini ve vatani merasim yapıldıktan ve camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı vilayetlerinin her tarafında, hükumet konağına gelinerek Meclisin açılmasından dolayı resmi tebrikler yapılacaktır. Her tarafta cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerif okunacahtır."25 Dönemin dine bakış tarzını göstermesi açısında Mustafa Kemal'in 7 Şubat 1923 günü Balıkesir Paşa Cami'indeki konuşması daha bir anlamlıdır. Paşa Camii minberinden şunları söyler: "Peygamberimiz efendimiz hazretleri Cenab-ı Hak tarafından insanlara, dini hakikatleri bildirmeye memur ve resul olmuştur. Kanun-u Esasisi (Ana yasası) Kur'an-ı azimüşşandaki nusus'tur (ayetlerdir) ... Arkadaşlar! Cenabı Peygamber çalışmaladunda iki eve malik bulunuyordu. Biri, kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Peygamberimizin isrine uyarak bu dakikada, milletimize, milletimizin hal ve istikbaline ait hususları görüşmek maksadıyla bu dar-ı kutside Allah'ın huzurunda bulunuyoruz. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum. "26 Mustafa Kemal, İkinci Meclis'in teşkili için alınan seçim kararını takiben yaptığı açıklamalardan birisinde ise şunu söyler: "Yeryüzünde bir (Hilafet) makamı bulunmazsa, İslam alemi kendisini imamesiz bir tesbih gibi dağılmış, perişan görür"27 Hatta, Kazım Karabekir'in yazdıklarından öğrendiğimize göre, Mustafa Kemal özellikle 1920-21 yıllarında dini motifleri konuşmalarında o kadar çok kullanır ki, sonunda Karabekir Paşa onu uyarmak zorunda kalır. Konuyla ilgili olarak bizzat Karabekir Paşa, Mustafa Kemal'e şunları söylediğini belirtir: "Dünya işlerini camilere soktuğumuzun acısını çektiğimiz yetmez mi Paşam? Milli işlerimizi neden yine camilere sokuyoruz. Ve neden bilhassa siz, Başkumandan olduğunuz halde, dinle, hilafetle bir din adamı gibi, hatta daha ileri giderek meşgul oluyorsunuz. Münevverlerimiz, haklı olarak bu gidişi iyi telakki etmeyeceği gibi, bu yol da esasen tehlikelidir."28., Mete Tunçay'ın döneme ilişkin bir tespiti, Cumhuriyeti kuran kadrolaeın daha sonraları dini sadece vicdan konusu haline getirme sürecine girmeden önceki durumlarını özetlemesi açısından önemlidir: "Birinci Büyük Millet Meclisi döneminde Atatürk ve arkadaşları dinin siyasal kurum olarak öneminden Abdülhamit döneminde bile eşi görülmemiş ölçüde yararlanmışlardır"29.
25 Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal, C. III, s.76,77; Karabekir, Paşalar Kavgası, s. 119, 120
26 Karabekir, Paşalar Kavgası, s. 137
27 Karabekir, Paşalar Kavgası, s. 123; Kazım Karabekir, Milli Mücadele yıllarındaki Mustafa Kemal'i şöyle tanımlamaktadır; "Mustafa Kemal Paşa''nın bütün İstiklal Harbi müddetince dindar görünüşü ve hele zaferden sonra muhtelif yerlerde İslamlığı ve Kuran'ı meth ve sena edişini herkes biliyordu" (Karabekir, Paşalar Kavgası, s. 293)
28 Atatürk Döneminin Ekonomik ve Toplumsal Sorunları 1923-1 938, s. 386
29 Turan, "Atatürkçülük", s.631