Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

486 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Bilal Günaydın, Felsefeye devam ediyor gibi
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Yazım dili noktasında sıkıntı çektim. Kitap ilk defa 1961 yılında basılmış. Yazarın kitapta şöyle bir ifadesi var: “Kitapta, on beş yıldan beri derslerimde denediğim Türkçenin yeni gelişmelerine uyan bir dil kullanılmıştır. Bu bakımdan bulunacak tutarsızlıklar, aksaklık ve başarısızlıklar, sırf benim olanlar bir yana, bir kültür dili olmak yolunda henüz kendisini arama durumunda olan Türkçeye de bağışlanmalıdır.” Yazara tabi ki kızacak değilim. Haddim de değil. Ama kitapta birçok yabancı kelime vardı. Türkçesi yok. Direkt orijinal haliyle kullanmış. Bunun sebebinin de kitabı yazdığı dönemde henüz Türkçe’de o kelimenin karşılığının olmaması diye düşünüyorum. Eğer varsa ve bunu öyle kullandıysa o ayrı tabi. Ama bu kelimeler cidden çok fazlaydı. Okurken zorlandığım yerler oldu. Neredeyse 60 sene önce yazılmış kitabın dilini günümüz Türkçesine göre neden gözden geçirmemişler anlamıyorum. Onun dışında kitap anlaşılırdı. Tabi felsefe alt yapımın yettiği kadar anlayabiliyorum. Kitaptan çok kısa bahsetmek isterim. Kitap İlk Çağ Felsefesinden başlıyor ve bunu Yunan Felsefesinden başlatıyor. Ama öğrendiğim çok ilginç bir detay var. Yunanlılar öncesinde Doğu felsefesinden etkilenmişlerdir. Seyahatler ederek, ticaret yaparak vs derken onların felsefelerinden etkilenmişlerdir. Doğu felsefesi daha çok yararcı bir sistem üzerinde durmuştur. Hatta buna sistem de denemez. Bu alıntıda dediği gibi #82937732 gereksinim doğrultusunda hareket etmişler ama bir sistem çerçevesinde ilerlememişlerdir. Yazara göre felsefe tarihinin Yunanlılardan başlanmasının sebebi felsefeyi bir sisteme oturtmaya çalışmaları üzerinedir. Dertleri felsefe yaparken sorgulamanın yanında aynı zamanda doğru sonuca gitmektir. Anlam arayışlarını hep bir sistem üzerine oturtmaya çalışmışlardır. Yeri gelmiş doğadan yeri gelmiş, sudan, ateşten, havadan faydalanıp çıkarımlar yapmaya çalışmışlardır. Bu yüzden felsefe tarihinin Yunanlılardan başlatılması daha uygunmuş gibi duruyor. En azından okuduğum 2 kitap da öyle yapmış. İleride başka bir kaynakta farklı bir bilgiye rastlar mıyım bilemiyorum. Kitapta felsefenin tanımını, kapsamını, gelişimini girişte kısaca anlattıktan sonra doğa felsefesine giriş yapıyor ve Thales’i anlatıyor. Bilinen ilk felsefeci olan Thales güneş tutulmasını tahmin edip, ünlenmiş bir adamdır. Thales ile başlayan bu ilk Çağ felsefesi sırasıyla Hellenizm – Roma Felsefesi, Orta Çağ Felsefesi, Renaissance Felsefesi ( Rönesans, bahsettiğim kelimelerden bir tanesi ), 17. Yüzyıl Felsefesi, 18.yüzyıl Aydınlanma Felsefesi, Kant ve Alman İdealizmi, 19.yüzyıl felsefesi şeklinde ilerliyor ve en son Herbert Spencer’i anlatıp bitiriyor. Kitaptan neler öğrendiğime gelirsek çok muazzam bilgiler edindiğimi söyleyebilirim ama bunu da alt yapım kadar anlayabiliyorum. Henüz düşünürleri birbirleriyle kıyaslayacak durumda değilim. Örneğin Sokrates’in hiç bir şey yazmadığı ama sürekli olarak yaşadığı yerdeki insanlarla tek tek konuşup, yanlış yolda olduklarını anlattığını, Platon’un bunları yazdığını ve kayıt ettiğini öğrenirken, Platon’un bile tam sistemsel bir çalışma yürütmediğini öğrendim. Her düşünür, bir önceki hocasından bir şeyler öğreniyor ve kimisi bunun üstüne koymayıp, sistemi bozmuyor. Kimisi yanlışları fark edip yeni bir şeyler üretiyor. Örneğin Aristoteles Platon’dan eğitim almış ama ondan daha iyi bir sistem oturtmuş. Ünü Platon’u da geçmiştir. Kitabın birçok yerinde Aristoteles’in etkisi sürerken bunu yapması mümkün değildi diye geçen düşünürler hakkında yorumlar geçiyor. Aralarında yüzyıllar olmasına rağmen halen Aristoteles’in konuşulması, sisteminin devam etmesi muazzam bir şeymiş. Bugün mantığın kurucusu olan bu adamı şu an felsefe tarihinden çıkarmaya çalışsalar birçok sistem patlak verirken, birçok filozof da ortada kalır. Kitaptaki filozofların en çok hoşuma giden özelliği ise birbirlerinin sistemlerini yoğun olarak eleştirip, üzerine koymalarıdır. Hiç yetinmeyi bilmiyorlar. Bu yeterlidir demiyorlar. Sürekli bir yenilik, sorgulama hali içindeler. Tabi hepsi böyle yapmıyor ama bunu böyle yapmaya çalışan oldukça fazla düşünür var. Bunun dışında söyleyeceğim çok fazla bir şey yok. Felsefe öğrenmeye çalışıyorum. Hayatı anlamlandırmak, cevaplar bulmak için buna ihtiyaç duyuyorum. Asıl hedefim din felsefesi üzerine yoğunlaşmak olduğu için bu yolu seçtim. Süreç henüz istediğim gibi gitmiyor. Ama ben bir felsefeci değilim. Tamamen alanım dışında okumalar yapıyorum. Pes edecek değilim. Kurcalamaya, anlamaya çalışmaya devam edeceğim. Benim gibi alanı dışında okumalar yapan birine bu kitabın bu basımını önermem. Varsa günümüz Türkçesine göre yeni baskısını tercih etmesi gerekiyor. İncelemeyi sonuna kadar okuyanlara teşekkür ediyorum. İyi okumalar dilerim.
Felsefe Tarihi
Felsefe TarihiMacit Gökberk · Remzi Kitabevi · 1993435 okunma
·
361 görüntüleme
Serhat okurunun profil resmi
Eline sağlık. Gerçekten de dediğin gibi Morgan Freeman Esaretin Bedeli'nde çıtayı çok yukarı çıkardı. Ona ulaşmak için diğer oyuncuların kırk fırın ekmek yemesi gerekir.
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Beğenmene sevindim. Ben de Ronaldo'nun forvet oynamasından yanayım. Başka türlü skoru bulamıyor.
Anıl okurunun profil resmi
Felsefe kitaplarında yabancı kelime bolluğu mevcut, zamanla farkına varırsın. Mutlaka bir kalem taşımak gerekiyor her kitap yeni kelimeler demektir. Ayrıca yine felsefe kitaplarında Aristoteles'e atıfta bulunulmadan felsefe icra edilemez. Aristo mantık, fizik, siyaset bilimi, metafizik, psikoloji ve konuşma sanatı üzerine tarihin ilk nüvelerini sunan filozof olduğundan ondan yoksun kalem oynamıyor
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Benim dediğim aslında tam bir yabancı kelime mevzusu değil. Örneğin töz yerine orjinalini yazmışlar. Aklıma da o zaman herhalde türkçe bir karşılığı henüz yoktu, o yüzden böyle yazılmış diye geldi. Başka kitaplarda da öyle olabilir. Bakacağım. Aristo kısımlarına katılıyorum. Yani yüzyıllar geçiyor ve halen sisteminin dışında hareket edemiyorlar. Hatta yazar birçok yerde Aristo varken fazla etki uyandıramayan filozoflardan bahsediyor. Öne sürdüğü görüşler doğru bile olsa Aristo'nun tahtı orada ve yıkılmıyor. Bu yüzden çok da ses getiremiyorlar. Herhalde Descartes'e kadar da yıkılmıyor. Mantık kısmını o biraz daha düzenliyordu diye hatırlıyorum. Eğer yanlış hatırlamıyorsam
2 sonraki yanıtı göster
Siddhartanın Yolculuğu okurunun profil resmi
Felsefeyle pek ilgisi olmasa da söylemeden geçemeyeceğim: Bu kitap çok değerliydi benim için ve kaybettim... Acısı hala içimde :( Okumuş olmanıza sevindim ama tabi :)
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Kötü olmuş gerçekten. Sizde ki kaç basımıydı? Yazıyor muydu?
2 sonraki yanıtı göster
ℜyhn okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık güzel olmuş :)2 kitap ile giriş yapıldığına göre özele inme zamanı gelmiş gibi ne dersiniz ? :)
Bilal Günaydın okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :) Ama sanırım sırada kısa tarihi var. Önerileri ona göre almıştım. Sıraya koymuştum. Duruma göre bakacağım.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.