Bütün deneyleri hastalarıma uygulamadan önce kendi üzerimde denedim. Sağlık deneylerine, Baden-Baden şehrindeki profesörlüğüm sırasında "çaresiz" bir hastalığa yakalandığımda başlamıştım. Sağlığıma yeniden kavuşana kadar, yaşadığım ilginç serüven, bana Doğa'nın temel yasalarını öğretti. Vücudumun arınmış haldeyken normalleştiğini öğrendim, yani zehirli atık maddelerini dışarı attığı ve doğru besinle beslendiği zaman. Bütün yanlış anlaşılmaların anahtar sözcüğü "mukustur." Ben yaptığım deneylerle günümüz insanına yeni bir yaşamın sunulabileceğini kanıtladım; bu yeni yaşamın "sihirli değneği", mukussuz besinin yanı sıra doğru uygulanan oruç yöntemidir. Tıbbi adı veya eşlik eden belirtileri ne olursa olsun, bütün hastalıkların "yabancı madde" denilen ifrazat veya metabolizma atıklarının vücutta oluşturduğu birikimden ileri geldiğine inanıyorum. Doğa sürekli bu hastalık yapıcı atık maddeleri vücuttan dışarı atmaya çalışıyor. Benim insan vücudundaki rejenerasyon yöntemim, hayvanlar dünyasındaki içgüdüsel tedavi yöntemiyle tamamen aynı. Bugün en yaygın şekliyle geçerliliğini sürdüren, şeker ve tahıl ürünleri gibi karbonhidratlar ve hayvansal gıdalardan (et, balık, süt, yumurta) oluşan karma besin tüketimi, insan denilen kanal sistemini mukusla tıkamaya devam ediyor ve hastalıklar kaçınılmaz oluyor.