Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1/10 puan verdi
Biz okurların bazı tür kitaplara düşkünlüğü varken bazılarını ise hiç tercih etmediğimiz bir gerçek. Çok keskin bir şeklide karşı olmasam da, biyografik kurguya çok sıcak bakan bir okur değilim. Ama kurgu gerçekte yaşanan olaylara veya kişiler arası bilinen diyolaglara yakınsa; yazarın kalemi güçlü ve yazarın maksadı, konu olan kişileri okura tanıtmak, edebiyata katkıda bulunup, onları bizlere anlatmak ise; en önemlisi de verilen emeğe saygımdan dolayı, arada 'acaba' desem de seve seve okurum. Fakat ticari kaygı ile yazılmış olduğunu düşündüklerimi, kaza eseri bile okumuşsam dostlarımın aynı hatayı yapmasını istemem. Bu kadar yazdığımdan anlamışsınızdır. Bana hediye gelen bu kitabı daha ilk sayfasında bırakmak istedim ama sırf bu yorumu yazmak için birkaç sayfa daha tahammül ettim. Şimdi bana 'hadi canım o kadar da değil!' diyenleriniz olabilir. Size anlatayım siz karar verin. Kitap Piraye ve Nâzım aşkını anlatıyor ve Piraye'nin Nâzım'a yazdığı sözde mektuplara yer veriyor. Bir de kitapta ikilinin fotoğrafları yer alıyor. Artık bizler Nâzım' ın 'kadın'a değil, aşka aşık bir adam olduğunu biliyoruz. Hayatına giren kadınları seviyor, tapıyor hatta yeryüzünde tek kadın kendisiymiş hissettirecek şiirler yazıyor her birine ama o kadın yanında olmadığı vakit de, bir diğeri için aynı aşık erkek olabiliyor. Bu ben de dahil bir çok okur için negatiflik duygu yaratan bir durum ama Nâzım okumaktan vazgeçiyor muyuz? Hayır. Lakin kitapta öyle bir anlatmış ki adeta Nâzım'ın bu davranışı normal, Nâzım ne yapsa yakışır ve Piraye de gerçekte olduğunun tam tersi onursuz bir kadın. İşte bu bende tiksinti uyandırdı. Hatta tek ben değil.
deruniokur
deruniokur
ile eş zamanlı okuduk ve bir kaç saat Nâzım da dahil tüm erkeklerden nefret ettik. Sonra kitabı yarım bırakmaya karar verdik de, kendileri bilmese de çevremizdeki erkekler düşman sahibi olmaktan kurtuldu. Tabii bir birimize bolca gaz vermiş de olabiliriz. Tamam biraz abartı kattım kabul ama birkaç saatlik nefret kısmı doğru. Kurguya dönecek olursam Piraye ve Nâzım'ın yıllarca mektuplaştığını biliyoruz. Nâzım'ın şiir ve mektuplarını da biliyor ve okuruz ama Piraye hanımın tek şiiri hariç, ortalarda gezen mektubu yok. Yazarımız burada hayal gücünü devreye girdirip, kitabında Piraye kaleminden Nâzım'a mektuplara yer vermiş. Hatta kitabın ana konusu bu 'olmayan' mektuplar. Buram buram aşk, sevda ve özlem konan mektuplar bunlar. Lakin Piraye hanımın bu mektupları o yıllarda kullanılan üsluba pek uymuyor. Bildiğimiz sosyal medyadaki mıç mıç sevda sözleri gibi, iç şişiren türden ağdalı cümlelerle bezeli bu mektuplar. Kitabın bana göre tek idare eder yanı içindeki Nâzım ve Piraye fotoğraflarıydı. Ama zaten kitabı okuyunca, onlara da romantik ya da araştırmacı gözle bakamadım. Yeri gelmişken kapaktaki kadın kim onu da bilmek isterdim. Ne işi var Nâzım'ın yanında, Piraye isminin altında; çok merak ettim.
deruniokur
deruniokur
araştırınca Vera olduğunu öğrenmiş, ki bu daha da vahim bir kapak tasarımı olmuş. Bana göre biyografik kurgu yazmanın da adabı var. Önce yazar ticaret kaygısını kafasından atacak. Kimi yazacaksa hayatını didik edecek, adeta o kişinin tüm hayatı boyunca beyninde var olmuş gibi onun aklıyla düşünecek. 'Ben bu biyografiyi kurguluyorum ama okurlar beni tefe koyar, saçmalarsam' diyecek. Olmayanı var gibi göstermeyecek veya öyle bir algı oluşturmayacak. Yok beceremezse de yazmayacak. Yazıyorsa da bunları duymaya hazır olacak. Biz okurların ne sokağa atılacak parası, ne de boşa geçirerek zamanı var. Sert bir eleştiri oldu sanırım ve sizleri rahatsız ettimse üzgünüm dostlarım ama Huzursuz Kitap olarak, nasıl ki belleklerinize iyi kitaplar katmanız için naçizane tavsiyelerde bulunuyorsam; yine aynı zihinlerinize uyarıda bulunmak da vazifem diye düşünüyorum. Tabii ki bu benim kriter ve fikirlerim. Değerlendirip karar vermesi her zamanki gibi sizlik. Hepinize güzel günler kadar güzel kitaplar da diliyorum. Sevgiyle ve kitapla kalın.
Piraye'de Nazım Olmak
Piraye'de Nazım OlmakNazan Arısoy · Gece Kitaplığı Yayınları · 20184,040 okunma
·
46 görüntüleme
Nazan Arısoy okurunun profil resmi
Teşekkür ederim yorumunuz için. Kitapla ilgili eleştirilerinizden kitabın bir iki sayfasını okumadığınız anlaşılıyor. Sanırım sonuna kadar göz gezdirebilmişsiniz. Bu kitabı ticari bir kaygıyla değil, gazeteci yazar babam İsmail Bülent Arısoy ile yakınlığı olan ve ailemizin hayran olduğu bir şairin duygusal dünyasını anlatabilmek amacıyla yazdım. Bu ülkede kitap yazarak ticaret yapmayı düşünenlerin vay haline... Benim böyle bir kaygım olmaz. Kitap 172. baskı olmayı başardı. İlk baskısından sonra uzun zaman geçmesine rağmen hala okunuyor. İran da, Farsça çevirisi yayımlandı. Eleştirilerinizde haklı olduğunuz yerler var. Güvendiğimiz editörlerimiz de yeni yazarlara yol göstermeli belki de... Kitap, benim yazdığım 2. kitabım. Edebiyat dünyasında zerre olmaya çalıştığım yıllardan kalma bir eser. Eksikleri elbette vardır. Yaklaşık 3 yılda araştırması tamamlanmış bir kitap. Röportajlar ve hakkında okunan eserler de araştırmaya dahil edildi... Kronolojik bir anlatımla anlatmak yerine hem biyografi okumayı sevdirmek hem de okuyucuya sahne sahne hayal kurdurmaktı amacım. Okuyucumun kitabı okurken keyifli zaman geçirtmesi için daha fazla romantik ve edebi bir anlatımı tercih ettim. şairin kendi kaleminden çıkmış şiirlerine de yer vermek istedim ama yayınevi her bir cümlesi telif ödemek olan bu kıymetli şiirlerin kitapta yer almasına izin vermedi. Sanırım sebebini anlayabilirsiniz. Yazarından kitabın yazılış öyküsünü öğrenmeniz belki sizin için çok değerli olmayabilir ama yargılarınız ve kitapla birlikte emeğimi değersizleştirdiğinizin açıkça hissedildiği cümlelerinizden dolayı okuyucuların bu kitaba önyargıyla yaklaşmamaları için bu açıklamayı yapma gereği duydum. Kitabı sevmemenize rağmen yine de kıymetli vaktinizi ayırıp uzunca bir yorum yazdığınız için teşekkür ederim. insanlar, kendilerine benzemeyen herkese bir tepenin üzerinden bakar gibi bakar ve gördüğü hissettiği kadar etiketler, yargılar ve eleştirir. Herkesin çapkın tutarsız aşka aşık diyerek andığı büyük şairin duygularının anlaşılır olmasını sağlamaktı amacım. Kimseye güzelleme yapmadım. 'Aman ne güzel de aldatmış, hayatındaki kadınlar da bunu hak etmiş,' demek istemedim ama bilirsiniz inanç dünyasında da insanlar konuları kendilerince yorumlar. Bu ay 15. kitabım yayımlanacak. 2 kitabım da yurt dışında yayımlandı. Zamanla gelişiyorum. Öğrenmeye devam ediyorum. insanların değerlerine saygı duymayı, emeklerini yok saymamayı ve kimsenin çabasını değersizleştirmemeyi de, ailemden çok küçük yaşlarda öğrendim. Bu amaçla edebiyat dünyasını seven iyi okuyuculara ve yazarlara hatta yazar adaylarına yardım etmeyi seven, çözüm yaratan biri olmaktan dolayı da mutluyum. Umarım, şahane anılarla dolu mutlu bir yaşamınız olur.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.