Gönderi

400 syf.
9/10 puan verdi
Küçük Şeylerin Tanrısı, 1960’lı yılların Hindistan’ına götürüyor okuyucuyu. Kitabın ilk yarısında Hindu bir ailenin hikayesini okuyorsunuz, ikinci yarıda ise hikaye bu ailedeki bir kadına odaklanarak devam ediyor. Kitabın ilk yarısını daha çok sevdim ve bana Yüzyıllık Yalnızlık’ı anımsattı zaman zaman. Ama genel olarak da çok severek okuduğum bir kitap oldu. Arundhati Roy, ülkesini ve kültürünü iyisiyle ve daha çok da kötüsüyle çok başarılı bir şekilde resmetmiş, doğduğu coğrafyayı çok lirik ve şiirsel bir şekilde eleştirmiş. Özgürlüğünü yeni elde etmiş, yıllarca sömürge olmuş, sonrasında da ekonomik ve siyasi çalkantılarla boğuşmaya devam etmiş bir ülkenin, kendi kültürü ve tarihi tarafından da zincirlenen insanlarını anlatmış. Bu anlatım hem toplumsal açıdan geniş bir panoramada hem de bireylerin hayatlarına odaklanarak çok başarılı bir şekilde aktarılmış. Kitaptaki şiirsel anlatımı ve özellikle benzetmeleri çok ama çok sevdim. Roy, pek çok insani yarayı, ayağımızda bir zincir misali taşıdığımız kültürel ve tarihi bagajları şiirsel bir dille, sürükleyici bir kurguya yedirmiş. Mutlaka tavsiye ederim. Bu arada kitapta Joseph Conrad’ın Karanlığın Yüreği eserine çokça atıfta bulunmuş Roy, bu yüzden öncesinde Karanlığın Yüreği’ni okumak iyi olabilir. Ben de yakın zamanda okuyacağım.
Küçük Şeylerin Tanrısı
Küçük Şeylerin TanrısıArundhati Roy · Can Yayınları · 20191,213 okunma
·
1,428 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.