Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
12 yaşında, gerçekten de değişik bir anne tarafından yetiştirilen bir velet ile sorunsuz flörtlerin(başlasın, olmayınca rahatça bitsin) peşinde koşan bir yakışıklının yollarının bir şekilde kesişmesi ve birbirlerine isteyerek ya da istemeyerek çok şey öğretmeleri üzerine bir hikaye. Nick Hornby erkekleri çok güzel anlatabilen bir yazar. Bir erkeğin korkularını, düştüğü komik durumları, saçmalıklarını çok gerçekçi bir şekilde yansıtıyor kitaplarına. Muazzam da komik bir adam, espri anlayışına ayrıca hayranım adamın. Bu kitap okuduğum 4. Hornby oldu. İlk sırada hala High Fidelity olsa da bunu hemen onun ardına koyuyorum. Kitabın filmi de mevcut, onu da izledim ama kitabı çok daha fazla sevdim -ne sürpriz ama(!)- Filmdeki yan karakterleri fazla abartı ve absürt buldum. Sinemada absürt karakter görmek beni filmden çok çabuk koparan bir şey. Oysaki filmi de kitabı da birazcık bizi gerçek dünyadan kopardığı için severiz sıklıkla. Bir de kendimizle belli noktalarda benzerlikler kurabildiğimiz karakterleri severiz. Kimi üreten bunun üzerine oynar, kimisi ise olanı anlatır ve sen gerçekten sana benzediği için seversin o karakteri. Hornby, kitaplarında erkek kahraman ya da antikahramanlar yaratmıyor; tüm salaklıklarıyla, yanlışlarıyla, düştüğü komik durumlarla gerçek erkek portreleri ortaya koyuyor ancak bunu o kadar muzip bir üslupla yapıyor ki normalde kendi üzerine asla yakıştıramayacağın bir salaklığı ya da sende olduğunu kendine bile itiraf edemeyeceğin zayıf bir yanı sen hiç yadırgamadan sana kabul ettiriyor. High Fidelity'de de bu kitapta da erkek karakterlerimiz savundukları değerlerden vazgeçiyorlar, bir anlamda kendilerine karşı yeniliyorlar denebilir; ancak hornby hayatın ya da karşı cinsin galibiyetini o kadar tatlı anlatıyor ki yenilmek keyifli bir hale geliyor. Bu kitapta çok hoşuma giden bir pasaj vardı. Hatta bu zamana kadar okuduğum kitaplar, izlediğim filmler arasında -ki aynı seni anlatıyor diye tavsiye edilen filmler, pasajlar vardı- kendime en yakın bulduğum şeylerden biri bu pasaj oldu. Bunu bir marifet olarak sunmuyorum zira Hornby zaten kitap boyunca Will ile de baya alay ediyor. Ama dedim ya, bunu o kadar muzipçe yapıyor ki ben hiç gocunmadan bu pasajı üzerime alabiliyorum. Will ile Rachel konuşurlar; - Spoiler - ''Ne?'' Will'in aklı karışmıştı. ''Yaptığını yapabilmek,'' ''cesaret'' bunlar duymaya alışık olduğu laflar değildi. Rachel'a ne yaptığını söylemişti acaba? Kömür ocağında çocuk suçlulara öğretmenlik yaptığını mı? Ama Rachel'a hiç yalan söylemediğini hatırlayınca şaşkınlığı daha da arttı. ''Ne yapıyorum ben?'' ''Hiçbir şey.'' Will böyle olmadığını sanıyordu. ''Peki bunun için neden cesaret lazım?'' ''Çünkü... İnsanlar hayatlarını anlamlı kılan şeyin işleri, çocukları, aileleri falan olduğunu düşünürler. Ama sen bunların hiçbirine sahip değilsin. Seni umutsuzluktan uzaklaştıran hiçbir şey yok. Buna rağmen umutsuz bir insan değilsin.'' ''Aptallık'' ''Aptal değilsin. Öyleyse neden kafanı fırına sokmuyorsun?'' ''Bilmem. Yeni Nirvana albümünü bekliyorum. ya da Nypd Blue'nun bir sonraki bölümünü merak etmeme neden olan bir şeyler oluyor.'' ''Kesinlikle.'' ''Ne yani hayatımın anlamı Nypd Blue mu?'' Bu düşündüğünden de kötüydü. ''Hayır. Yalnızca devam ediyorsun. Devam etmeyi istiyorsun. Devam etmek istemeni sağlayan her şey hayatına anlam katıyor. Farkında mısın bilmiyorum ama, hayatın kötü olduğunu düşünmüyorsun... - Spoiler -
1 Erkek Hakkında
1 Erkek HakkındaNick Hornby · Sel Yayınları · 200531 okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.