Nereden başlayım? Nasıl başlayım hiç bilmiyorum. Yıllardır kütüphanenin rafında boş yere beklemiş. Haksızlık etmişim okumamakta..
Aslında işin özü şöyle oldu; ben hep popüler olan şeylerden kaçtığım için çekici gelmemişti bana ve birkaç kişiden şey duymuştum "Tabloya aşık oluyor ve olaylar bu şekilde seyrediyor." Ee hâliyle benim de içime sinmedi' bu ne saçmalık? ' diyip uzun süre umursadım sessizde rafta duran bu güzideyi..
Pazar akşamı karar verdim en azından başına bakayım diye, yalan yok büroda geçen hadiseler hayli sıkıcı geldi bana; ama Raif Efendi'yi tanımaya başladıktan sonra beni aşırı içine çekti ve büyü bozulmadan devam ettim. İstesem bir günde birkaç saatte bitirebilirdim, ama kıyamadım. Ne Maria 'ya ne de Raif' e.. Hazmede hazmede okudum.
Allah'ım ne muhteşem ne kibar bir eser! Böyle bazı şeyleri göğnünüze bastırıp saklamak isterseniz ya tablodan, deftere kadar saklamak istedim. Teselli etmek istedim Raif'i. Bilmiyorum paramparçayım şu an ciğerime dokundu be..
Ah, bu kitaplar yok mu bu kitaplar! "Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayışım değil miydi?" Hep sizin yüzünüzden binlerce hayatım varmış gibi hissediyorum ve sahiden yorgunum ama tatlı bir yorgunluk :)
Bana güvenin ve hemen başlayın. :)