Gönderi

Kanunun tatbikinde o kadar titiz davranılıyordu ki mahkemeler , kararlarında Ezanı n okunduğu yerin mahiyetin i nazar-ı itibara bile almıyorlardı. Sözgelimi "cezaevinin herkesi n girebileceği bir yer olmadığı" yolundaki bir düşünceyle cezaevinde Arapça Ezan okuyan bir şahıs, 526. maddenin hükmünden hiçbir surette ayrı tutulmuyordu . Nitekim Yargıtay İkinci Ceza Dairesini n 27 Ocak 1949 tari h ve E. 708, K . 384 sayılı şu kararı, bu konuda gayet ilginç bir misâl teşkil etmektedir : Sanığın Arapça Ezan okumaktan hükümlü olarak cezasını çekmekte bulunduğu cezaevinde tutuklu ve hükümlülerden bir kısmı ile cemaat halinde namaz kıldıkları sırada birkaç defa Arapça Kamet okuduğu şehadete müsteniden mahkemece kabul edilmiş olduğu ve sanığın bu hareketi 526. maddenin son fıkrası ile âmmenin nizamına müteallik kabahatler meyanında yer almış bir suç teşkil ettiği halde cezaevi'nin herkesin girebileceği bir yer olmadığı yolunda kanunun istihdaf eylediği gayeye aykırı bir düşünce ile beraat kararı verilmesi yolsuzdur. 1 1 S. Özden Perinçek, Türk Ceza Kanunu ve Buna Aid Seçilmiş Temyiz Mahkemesi Kararları, sh. 548, Ankara 1953, 2. bas; [Bülent Dâver, Türkiye Cumhuriyetinde Lâyiklik, sh. 171, Ankara, 1955'den]
·
14 görüntüleme
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Önümdeki kitaplardan biri, o yüzden okumicam alıntılarınızı hsjsjs ama beğenicem söz
Serhat okurunun profil resmi
Sjjwjwwjwjwj haklısınız ben olsam ben de okumazdım
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.