Gönderi

Taklamakon'da
Böyle olmakla beraber çöl ahalisinin ahlakları çok mazbutur (sağlamdır). Yalan bilmezler. Hileye tenezzül etmezler. Söylediklerine inanmalıdır. Özleri sözleri doğru insanlardır. Zekidirler. Hazırcevaptırlar. Verecekleri cevapları haşin de olsa saklamazlar. Bunlardan birisi Hicaz'ı ziyaret etmiş, orada Arapların yalancıı, dolandırıcı, hilebaz olduğunu görmüş. Resul-i Ekrem'in kabri etrafında yaşıyanların "ar namus, tertemiz" cinsinden olduklarını anlamış. Bu Araplar Dolanlı Türk'e sormuşlar: "-Hangi millettensiniz?" Cevap vermiş: "-Sirkat ve mezelletten (hırsızlık ve alçaklıktan), kizb (yalan) ve riyadan beri (temiz) olan milletten..." "-Yani?" "-Türk uruğundan ve İslam dininden." Bu muhavere çöl ahalisi arasında zeban-zeddir (alışılmış sözdür). Onlar Arapların yalancı ve hırsız, Türklerin doğru ve namuskâr olduğunu söylemek istedikleri vakit, bu muhavereyi zikrederler. İçlerinde oldukça tahsil görmüş olanları da vardır. İstanbul'u ziyaret etmiş olanlar her tarafta alaka ile dinlenir. Avrupa'da ufak bir lam elif çizmeye muvaffak olan bazı İstanbulluların münasebetli münasebetsiz yerlerde Avrupa'dan bahsettikleri gibi, burada da, İstanbul'dan ve Türkiye'den bahsetmek çok mergubdur. (rağbettedir). Türkiye'ye ait haberler tatlı tatlı dinlenir ve Türkiye'nin camileri, binaları, sokakları, askerleri... buradakilerin göğüslerini kabartır.
Sayfa 240
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.