Biz zamanlar bu tür kitaplar ülkemizde peynir ekmek gibi satılıyordu. Güya nasıl davranacağını bilmeyen Türk milleti batının yarım olan "adabı muaşeret'ini" ithal ederek medenileşecekti. Gördük ki o zamanki girişimler dar bir kitle de etki gösterdi. O etki ülkemizin o kitlesine hala etkisini göstermeye devam ediyor, bunu belirteyim. Benim bu kitabı bugünlerde okuma sebebime gelirsem yaşadığımız toplumsal dejenerasyonun bu alandaki tezahürünü görmek istemiştim. İnsan gündemi takip edince yazılanlar ile yaşananlar arasındaki uçurumu görmek istiyor. Sonuç beklediğim gibi çıktı maalesef. Her ne kadar üç örnekler vererek, insanlık namına kötü durumdayız diyerek geçiştirmek istemesem de bir kaç örneği sıralamam da fayda var. Toplumsal ortalamayı apaçık gösteriyor çünki ; -Trafik kavgalarına bir bakın evvela(Spesifik bir örnek vereyim. Hani 3-5 ay önce İstanbul'da yolda hamile kadınla eşine arabadayken saldıran beyinlerini evde unutmuş çete vardı. Oysa delikanlılık kitabında yanında eşi olan birisine çatılmaz diye yazar. Bunlar yüreklerini de evde unutmuş. Zombiler...) -Caddelerde horoz gibi öten şu güruhlar, ağızlarına çuval tıkayacaksın bunların -Gecenin bir vaktinde modifiyeli arabayla müzikler eşliğinde caddelerden geçen "birisini rahatsız ettim mi?" diye aklına dahi getirmeyen embesiller... - Dükkanın önüne park ettin temalı kavgalar - Miras kavgaları ( Bir ev için evi olmadiklarini bildikleri halde ve aynı zamanda yıllarca o kardeşlerinin kendi annelerine baktıklarını bildikleri halde kadının evini yıkan kardeşler çetesi vardı hani, yürek dayanmaz.) - Şunu belirtmeden geçmek olmaz, belki de en ciddi problemdir. Klavye üzerinden pehlivanlık taslayanları kastediyorum... -Şu günlerde birde Halil Sezai çıktı (aman yarabbim) . . . Sormak gerekmiyor mu artık, bu gidiş nereye??? Huzurla kalın efendim...

Yeni Görgü KurallarıAkın Alıcı · Elma Yayınevi · 2013173 okunma

·

49 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ahmet