Gönderi

Karımı getiriyorlar. ''Tanıyor musun onu.?'' Karım görmesin diye ağzımın çevresinde biriken kanı yutuyorum.. ama boşuna, çünkü yüzümün her yerinden ve parmak uçlarımdan durmadan kan sızıyor. ''Tanıyor musun onu.?'' ''Hayır, tanımıyorum.'' Korkusunu ufacık bir bakışla bile dışa vurmadan söyledi bunu. Onun gibisi az bulunur. Beni hiçbir zaman tanımayacağına dair andına bağlı kaldı.. (..) Onu götürürlerken, elimden geldiğince neşeli bir bakışla elveda ettim. Belki de pek o kadar neşeli değildi bakışım. Bilemiyorum.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.