Gönderi

73 syf.
1/10 puan verdi
Descartes, Sokrates ve Kant üçgeninde kesin bir bilim olarak felsefeyi inceleyen Husserl düşüncesinin merkez noktalarından biri de budur. Husserl'e göre felsefenin kesin bir bilim olarak yeniden yaratımı ancak sistematik bir devamlılık arz edecek şekilde sürekli kılınmasıyla mümkün olacağını düşünür. Bu kitabında Husserl doğalcılık ve tarihselcilik noktasında oldukça net karşı çıkışlarıyla felsefeyi, naturalist yaklaşımdan ve tarihselci yaklaşımdan (hermeneutik yöntemi kullandığı için) kurtarmaya çalışmaktadır. Bunu da Descartes'ın görüşlerinden destek alarak yapmaktadır. Peki Descartes ne kadar haklıdır? İşte Husserl eleştirisi de buradan başlamaktadır. Bugün insanlığın düşüncesine bulaşan nihilizmin asıl sorumlusu olarak değerlendirmek gerek Descartes'ı. Onun, ratio üzerinden bulaştırdığı bir tür düşünsel hastalık olan ve insan evladının içinde kıvrandığı bu bilinçli bilinçsizliğin kökeni işte buradan gelmekteydi. Husserl, Descartes'ın meditasyonunda saf egonun cogito’ya dönmesiyle mutlak bir temel oluşturduğunu bunu da felsefede bir çığır açılımı olarak değerlendirmesi üzerinden yazmış olduğu bu kitabı aslında eksiğin eksiği olarak değerlendiriyorum. Kesin bilim olarak felsefe sözcüğünde bile bir başkalaşım mevcut. Bu düşünce yapısında ne felsefe tam olarak felsefe kimliğinde ne de bilim tam anlamıyla objektif ve deneysel bir kimlik içerisinde... Fikren karşı olduğum bir kitaptı. Dolayısıyla pek övemeyeceğim. Ancak Descartes eleştirilerini okuyarak, felsefe ve bilimi sistematize ederek kilisenin düşünsel tekeline sunan sistemi anlayıp da değerlendirmek önemli diye düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Kesin Bilim Olarak Felsefe
Kesin Bilim Olarak FelsefeEdmund Husserl · Türkiye Felsefe Kurumu · 199995 okunma
·
228 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.