ELEŞTİREL-ÜTOPİK SOSYALİZM ve KOMÜNİZM
Biz burada, Babeufy ve diğerlerinin yazılarında olduğu gibi, her büyük model devrimde her zaman proleteryanın istemlerini dile getirmiş olan yazının sözünü etmiyoruz (87*)
Kendi amaçlarına ulaşmak için proleteryanın feodal toplumun yıkılmakta olduğu genel kaynaşma anlarında yaptığı ilk doğrudan girişimler, proleteryanın o sırada ki gelişmemiş durumu yüzünden olduğu kadar, kurtuluşunun iktisadi koşulları henüz daha yaratılmaları gereken ve yalnızca yaklaşmakta olan burjuva çağının yaratabileceği koşulların bulunmayışı yüzünden, zorunlu olarak başarısızlığa uğradı. (88*) Proleteryanın bu ilk hareketlerine eşlik etmiş olan devrimci yazın, zorunlu olarak gerici bir niteliğe (89) sahipti. Bu, genel bir zahitliği ve en kaba biçimiyle bir toplumsal eşitliği telkin ediyordu.
Haklı olarak sosyalist ve komünist diye adlandırılan sistemler, Saint-Simon’un, Fourier’nin, Owen’ın Ve ötekilerin sistemleri, proleterya ile burjuvazi arasındaki savaşımın yukarıda anlatılan ilk, gelişmemiş döneminde ortaya çıktılar (Bkz: I. Burjuvalar ve Proleterler).
Bu sistemlerin kurucuları, hem sınıf karşıtlıklarını, ve hem de hüküm süren toplum biçimi içerisindeki çözücü öğelerin etkisini gerçekten de görüyorlar. Ama henüz bebeklik çağındaki (90) Proletarya, onlara hiçbir tarihsel insiyatifi ya da hiçbir bağımsız Siyasal hareketi olmayan bir sınıf görünümü sunuyor.
Sınıf karşıtlıklarının gelişimi, sanayinin gelişimi ile başabaş gittiğinden, içinde bulundukları iktisadi durum, onlara, proleteryanın kurtuluşunun maddi koşullarını henüz sağlamıyor. Dolayısıyla, bu koşulları yaratacak yeni bir toplum biliminin peşine, yeni (91) toplum yasalarının peşine düşüyorlar.
Tarihsel (92) eylemin yerine, bunların kişisel yaratıcı eylemi; tarihsel olarak yaratılmış Kurtuluş koşullarının yerine, hayali olanlar; ve proleteryanın tedrici, kendiliğinden (93) sınıf örgütlenmesinin yerini, bu yaratıcılar tarafından özel olarak tasarlanmış toplum örgütlenmesi alacaktır. Geleceğin tarihi, kendisini, bunların gözünde, kendi toplum planlarının propagandasına ve fiilen uygulanmasına indirgiyor.
Planlarını oluştururken, en çok acı çeken sınıf olarak özellikle işçi sınıfının çıkarlarını gözetmenin bilincindedirler. Onlar için proleterya, ancak, en çok acı çeken sınıf olması bakımından vardır.
Sınıf savaşımının gelişmemiş oluşu kadar, kendi içinde bulundukları ortamda, bu türden sosyalistlerin kendilerini her türlü sınıf karşıtlığının çok üstünde görmelerine neden oluyor. Bunlar, toplumun her üyesinin, hatta en iyi durumda olanların bile, Koşullarını iyileştirmek istiyorlar. Böylece bunlar, sınıf ayrımı yapmaksızın, toplumun tamamına, hatta tercihen egemen sınıfa seslenip duruyorlar. Çünkü bunların sistemini bir kez anladıktan sonra, insanlar nasıl olurda mümkün olan en iyi toplum için mümkün olan en iyi planın bu olduğunu görmezlik ederler?
Böylece bunlar, her türlü Siyasal, ve özellikle de her türlü devrimci eylemi reddederler; Amaçlarına barışçıl yollarla ulaşmayı arzularlar ve zorunlu olarak başarısız kalmaya mahkum küçük deneyler ile ve örnek göstermeyle, yeni toplumsal incil-i şerif yolunu açmaya çalışırlar.
Proleteryanın henüz pek az gelişmiş olduğu ve kendi durumu konusunda ancak gerçeklerden uzak bir kavrayışa sahip olunduğu bir sırada çizilen gelecen toplumuna ilişkin bu hayali tablolar, o bu sınıfın toplumun genel bir yeniden kuruluşuna duyduğum ilk içgüdüsel özlemlerin sonucudur.
Ama bu sosyalist ve komünist yayınlar, eleştirel bir öğe de içerirler. Bunlar mevcut toplumun bütün ilkelerine saldırırlar. Bu yüzden işçi sınıfını aydınlatacak en değerli malzemelerle doludurlar. Bunlarda önerilen kent ile kır arasındaki ayrımın, ailenin, sanayilerin özel kişiler hesabına işletilmesinin (94) ve ücret sisteminin (95) kaldırılması, toplumsal uyumun ilanı, devletin işlevlerinin üretimi yönetmekten ibaret hale getirilmesi gibi pratik önlemler-bütün bunlar, yalnızca, o sıralar daha henüz gelişmeye başlamış olan ve bu yayınlarda ancak ilk belli belirsiz biçimleri içerisinde fark edilen sınıf karşıtlıklarının ortadan kaldırılmaları gereğine işaret ediyorlar. Bu öneriler, bu yüzden, tamamıyla ütopik bir nitelik taşıyorlar.
Eleştirel-ütopik sosyalizmin ve komünizmin önemi, tarihsel gelişmeyle ters orantılıdır. Modern(96) sınıf savaşımının gelişmesi ve belli bir biçim alması oranında, savaşımdan Bu hayali ayrı kalış, ona yapılan bu hayali saldırılar bütün pratik değerlerini ve bütün teorik haklılıklarını yitiriyor. Dolayısıyla, bu sistemlerin kurucularının bir çok bakımlardan devrimci olmalarına karşın, bunların öğretilileri , her keresinde, sadece gerici tarikatlar kurmuşlardır. Bunlar, Proletaryanın İleriye doğru tarihsel gelişimi karşısında sıkı sıkıya ustalarının eski görüşlerine sarılıyorlar. Dolayısıyla bunlar, durmadan, sınıf savaşımını köreltmeye ve sınıf karşıtlıklarını uzlaştırmaya çabalıyorlar. Bunlar toplumsal bir ütopyalarını, yalıtılmış “pahalansteres” Yaratmayı, “ Home koloniler” kurmayı, bir “küçük ikarya”(97)
—Yeni Kudüs’ün küçük boy (98) baskıları — Kurmayı deneyler yoluyla gerçekleştirme düşü görüyorlar ve bütün bu düşlerini gerçekleştirmek için burjuvazinin duygularına ve keselerine seslenmek zorunda kalıyorlar. Bunlar giderek yukarıda betimlenen gerici ya da (99) tutucu sosyalistler kategorisine düşüyorlar ve onlarda ancak daha sistemli olan bilgiçlikleriyle Ve kendi toplum bilimlerinin mucizevi etkilerine olan bağnaz ve batıl inançlarıyla (100) ayrılıyorlar.
Bunlar, bu yüzden, işçi sınıfından gelen her türlü Siyasal eyleme şiddetle karşı çıkıyorlar; bunlara göre bu tür eylem, ancak, yeni incil-i şerif’e olan köle inançsızlıktan ileri gelebilir.
İngiltere’de Ovıncılar çartistlere Fransa’da da Furiyeciler Reformist’lere (20) karşıdırlar.
:)