Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bütün Alıntılar
“Joker” makyajlı örümcek keşfedildi Yeni keşfedilen bir örümcek türünün sırtındaki çarpıcı kırmızı-beyaz desen, Batman’in ezeli düşmanı Joker’in sırıtışına benziyor. Benzerlik öyle şaşırtıcı ki örümceği tanımlayan araştırmacılar, 2019 yapımı Joker filminde baş karakteri canlandıran oyuncu Joaquin Phoenix’in adını örümceğe verdiler. İronik bir şekilde, renkli örümceğin cins adı (Loureedia) ise punk rock şarkıcısı Lou Reed’den geliyor. Reed, siyah giyinmesi ve hiç gülümsememesiyle ünlü. Bilim insanları, İran’da keşfettikleri bu yeni örümceğe Loureedia phoenixi adını verdi. Bu, Akdeniz bölgesi dışında keşfedilen ilk Loureedia örümceği. İlk olarak 2018’de tanımlanan cins, şu anda dört tür içeriyor. Joker’in sinir bozucu sırıtışının beyaz yüz makyajıyla tezat oluşturması gibi, erkek L. phoenixi örümceklerinin sırtlarında beyaz zemin üzerinde canlı kırmızı bir leke göze çarpıyor. Ancak örümcek yalnızca 8 mm uzunluğunda olduğundan onu net bir şekilde görmek için büyüteç gerekiyor. Bu örümcek, müzisyen Lou Reed’in adını taşıyan Loureedia cinsinde tanımlanan dördüncü tür. How It Works 011 Loureedia örümceklerinin keşfi zor çünkü her yıl yalnızca üç hafta boyunca yer üstünde aktif oluyorlar. İranlı araknolog ve taksonomist Alireza Zamani, “Bu örümcekler hayatlarının çoğunu yeraltı yuvalarında geçiriyor.” diyor. “Erkekler genellikle ekim sonundan kasım ortasına kadar dişileri avlamak amacıyla yuvalarını terk ediyor. Yavru örümcekler de annelerinin yuvasından ayrılıp yüzeye çıkıyor.” Şimdiye kadar bilim insanları sadece erkek L. phoenixi örümceklerini keşfedip tanımlayabildi. Bulunması daha zor olan dişileri, erkeklerin bulunduğu yerlerin yakınlarında aramaya devam ediyorlar. Zamani şöyle diyor: “Yeterince zamanınız ve sabrınız varsa gezgin bir erkeği izlemek ilginç olabilir. Dişiyi nasıl bulacağını o herkesten daha iyi bilir. Bu şekilde çiftleşme davranışını gözlemleme ve fotoğraflama şansınız da olabilir. Çiftleşme davranışı henüz hiçbir Loureedia türü için belgelenemedi.” 11 Güneş’ten 2,5 milyon kat parlak yıldız kayboldu 2019’da bilim insanları, Güneş’ten milyonlarca kat daha parlak olan büyük kütleli bir yıldızın iz bırakmadan kaybolmasına tanık olmuştu. Astrofizikçilerden oluşan bir ekip, kayıp yıldız vakası üzerine çalışmalarını yakın zamanda tamamladı. Sundukları olası açıklamalar arasından sürprizli bir açıklama öne çıkıyor: Büyük kütleli yıldız ölmüş ve süpernova patlaması yaşamadan kendi içine çöküp karadeliğe dönüşmüş olabilir. Ama böyle bir yıldız intiharının eşi benzeri yok. Araştırmacı Jose Groh, “Yakın evrenin en büyük kütleli yıldızlarından birinin yavaşça karanlığa karıştığını tespit etmiş olabiliriz.” diyor. Çalışmanın baş yazarı Andrew Allan ise “Tespitimiz doğruysa bu, böyle devasa bir yıldızın hayatını bu şekilde sonlandırdığının ilk doğrudan tespiti olacak.” diyor. 75 milyon ışık yılı uzaklıktaki Kova takımyıldızında bulunan söz konusu yıldız, 2001-2011 yılları arasında iyi bir şekilde incelendi. Bu yıldız mükemmel bir “mavi ışık değişeni” (LBV) örneğiydi. LBV’ler, ömrünün sonuna yaklaşan ve öngörülemeyen parlaklık değişimleri gösteren büyük kütleli yıldızlar. Bunun Gizemli bir şekilde kaybolan mavi ışık değişeni (sanatçının tasviri) gibi yıldızlar nadir görülüyor ve şimdiye kadar evrende sadece birkaç tanesi keşfedilebildi. 2019’da Allan ve meslektaşları, bu LBV’nin evrimini daha iyi anlamak için Avrupa Güney Gözlemevi’ndeki Very Large Telescope’u kullanacaklardı ki yıldızın tamamen ortadan kaybolduğunu fark ettiler. Normalde Güneş’ten çok daha büyük yıldızlar ömürlerinin sonuna gelince muazzam bir süpernova patlamasıyla patlar. Bu patlamalar, uzun ışık yılları boyunca her yöne uzanan iyonize gaz ve güçlü radyasyon yaydıkları için kolayca fark edilirler. Patlamanın ardından geriye kalan yıldız maddesinin yoğun çekirdeği, karadeliğe veya nötron yıldızına dönüşebilir. Bunlar uzayın en büyük ve gizemli nesnelerinden ikisi. Ancak kayıp LBV böyle bir radyasyon yaymadan sırra kadem bastı. Gizemi çözmeye çalışan araştırmacılar, 2002 ve 2009 yıllarında yapılan eski gözlemleri incelediler. Yıldızın bu süre zarfında güçlü bir patlama dönemi geçirdiğini, çok büyük miktarda yıldız maddesini normalden çok daha hızlı püskürttüğünü keşfettiler. LBV’lerin yaşlılık döneminde bunun gibi çok sayıda patlama yaşanabiliyor. Bu patlamalar yıldızın normalden çok daha fazla parlamasına neden oluyor. Söz konusu patlama muhtemelen 2011’den sonra sona erdi. Bu durum, önceki gözlemler sırasında yıldızın neden bu kadar parlak göründüğünü açıklayabilir. Yine de yıldızın kaybolmasına neden olan patlamadan sonra ne olduğunu açıklamıyor. Bunun bir açıklaması, yıldızın patlamadan sonra parlaklığını önemli ölçüde yitirmesi ve ardından kalın bir kozmik toz perdesiyle daha da gizlenmesi olabilir. Eğer durum gerçekten buysa yıldız gelecekteki gözlemlerde yeniden ortaya çıkabilir. Daha tuhaf ve daha heyecan verici açıklamaysa şöyle: Yıldız, patlamadan sağ kurtulamadı ve süpernovaya dönüşmek yerine kendi içine çökerek karadeliğe dönüştü. Ekip, bunun nadir bir olay olacağını kabul ediyor. Yıldızın kaybolmadan önceki tahmini kütlesi göz önüne alındığında, kütlesi Güneş’in 85 ila 120 katı büyüklüğünde bir karadelik yaratmış olmalı. Ancak bunun görünür bir süpernova olmadan nasıl gerçekleşebileceği hâlâ belirsiz. Yanıt bulmak için yıldızın galaksisi üzerinde daha fazla gözlem yapılması gerekiyor. 12 Avustralya kıyılarında devasa sualtı nehirleri akıyor R obot sualtı araçları, Avustralya kıyılarında sualtında gizlenen devasa nehirler keşfetti. Bilim insanları, bu nehirlerin kıyılardan okyanusun derinliklerine malzeme taşımada rol oynadığını düşünüyor. “Yoğun sahanlık suyu taşması” denilen gizli nehirler, soğuk geçen aylarda kıyılardaki sahanlık suyunun ısı kaybetmesiyle oluşuyor. Bu su, yaz aylarında buharlaştığı için oldukça tuzlu. Kıta sahanlığının (kıtanın genellikle sığ suya gömülü kenarları) iç kısmındaki bu soğuk ve tuzlu akarsuyun yoğunluğu derindeki sudan daha fazla. Yoğunluk farkından dolayı bu nehir, okyanus tabanı boyunca açık sulara doğru akıyor. Batı Avustralya Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, 2008-2019 arasında Avustralya kıyı şeridindeki sekiz noktadan sualtı keşif araçlarıyla toplanan verileri analiz etti. Üniversiteye bağlı Okyanus Enstitüsü’nden Dr. Tanziha Mahjabin, bu verilerin denizde 2.500 gün geçirmeye eşdeğer olduğunu hatırlatıyor. Avustralya’nın Entegre Deniz Gözlem Sistemi kapsamında kıyılara konuşlandırılan otonom sualtı araçları, suyun sıcaklığı ve tuzluluğu (tuz derişimi) hakkında veri topladı. Bu ölçümler sayesinde araştırmacılar suyun yoğunluğunu belirleyerek sualtı nehirlerinin varlığını ortaya çıkarabildi. Ekip, Avustralya’da 10.000 kilometreye yayılan bir alanda sonbahar ve kış aylarında düzenli olarak sualtı nehirlerinin oluştuğunu buldu. Ayrıca, sualtı nehirlerinin suyu sık sık karıştıran şiddetli rüzgârlara ve gelgitlere dayanabildiğini keşfettiler. Bu, dünyada benzeri görülmemiş bir olaydı. Sualtı keşif araçları, organik maddeleri ve klorofili tespit eden sensörlerle de donatılmıştı. Klorofil; bitkilerde, alglerde ve siyanobakterilerde bulunan yeşil bir pigment. Bu sensörler sayesinde araştırmacılar, sualtı nehirlerinin kıta sahanlığı boyunca ve okyanusun derinliklerinde malzeme ve madde taşıdığını keşfettiler. Batı Avustralya Üniversitesi’nden Araştırma Görevlisi Yasha Hetzel şöyle diyor: “Besinleri, bitki ve hayvan parçacıklarını ve kirleticileri içeren asılı ve çözünmüş maddeler ‘kıyı okyanusu’ denilen bölgeye ulaşıyor. Karanın derin okyanusa bağlandığı bu bölge, okyanus çevresi için önemli bir bileşen.” 14 İskandinavya’da gizemli radyasyon artışı H ollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsüne göre Kuzey Avrupa üzerindeki atmosferde radyoaktivite seviyesi yükseldi. Bu durum, Rusya’nın batısındaki bir nükleer santral arızasına işaret ediyor olabilir. Radyoaktivite artışı, nükleer yakıt elemanının zarar gördüğünü gösteriyor. Ancak Rus nükleer enerji operatörü Rosenergoatom, bölgedeki Kola ve Leningrad şehirlerinde faaliyet gösteren santrallerde hiçbir sorun olmadığını öne sürdü. İskandinavya’daki gözlemci kurumlar, atmosferde radyonüklit (radyoaktif izotop) seviyelerinin arttığını tespit etti. Radyonüklitler, çekirdekleri kararsız olan atomlar: Radyoaktif bozunma yoluyla çekirdeklerinin içindeki fazla enerji açığa çıkıyor. Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması Örgütünün (CTBTO) açıklamasına göre Finlandiya, Güney İskandinavya ve Kuzey Kutbu’nun bazı bölgelerinde özellikle sezyum-134, sezyum-137 ve rutenyum-103 radyonüklitlerinde artış görüldü. Bunlar insana zarar vermemelerine rağmen nükleer fisyonun yan ürünleri. İzotop verilerini inceleyen Hollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü şu açıklamayı yaptı: “Radyonüklitler yapaydır, yani insan yapımıdır. Bu çekirdeklerin bileşimi, nükleer enerji santralindeki bir yakıt elemanının zarar gördüğünü gösteriyor olabilir.” Ancak yapılan ölçüm sayısı yetersiz olduğu için radyonüklitlerin gerçek kaynağı belirlenemedi 14 Beyin, vücudunuzdaki en çok enerji tüketen organdır. Enerjinizin %20’sini beyin harcar. Bu enerji sadece beynin işlevlerinde değil, bakımında da kullanılır. 17 Yıldırım, 100.000 dilim ekmek kızartmaya yetecek 5 milyar jul enerji içerir. 17 EN VERİMLİ ELEKTRİK SANTRALİ Brezilya ile Paraguay arasındaki Itaipu Hidroelektrik Barajı, dünyadaki tüm santrallerden daha fazla enerji üretiyor: 98 terawatt saat. Su, saniyede 62.000 metreküp debiyle akıyor. 19 Ortalama bir ABD vatandaşı bir Hindistan vatandaşının on katı enerji kullanıyor. 19 En fazla enerjiyi hangi olay açığa çıkarır? A-İnsan hapşırması B-Kasırga C-Atom bombası Cevap: Kasırgalar günde 1019 jul enerji açığa çıkarabiliyor. Bu miktar, Hiroşima’ya atılan atom bombasının bir milyon katı. Hapşırma sırasında damlacıklar yüksek hızda dışarı atılsa da açığa çıkan enerji çok küçük. 21 1848 İlk modern petrol kuyusu Azerbaycan’da açıldı. 1900’lerin başında küresel üretimin yarısını oluşturuyordu. 23 Ağır el işçiliği yapan bir kişi, 100 W’lık bir ampulü çalıştırmaya yetecek kadar enerji üretir. 23 İzlanda’nın yenilenebilir şansı İzlanda’ya vuran jeolojik piyango sayesinde ülke, enerjisinin %80’inden fazlasını (ve elektriğinin %100’ünü) yenilenebilir kaynaklardan üretebiliyor. Tektonik levha hareketlerinin merkezi Atlantik Ortası Sırtı’nın ortasında yer alan İzlanda, birçoğu 250 derece sıcaklıkta kaynar su fışkırtan 200’den fazla volkan ve yaklaşık 600 kaplıcayla kaplı. Bu ısı sayesinde ülkenin enerji ihtiyacının %65’ini jeotermal enerji karşılıyor. Evleri, yüzme havuzlarını ve seraları doğrudan ısıtmak için bu sıcak su kullanılırken, jeotermal santraller de ısıyı elektriğe dönüştürüyor. Ülkedeki nehir ve şelale bolluğunun mümkün kıldığı hidroelektrik ise İzlanda’nın enerji ihtiyacının %20’sini daha karşılıyor. Yenilenemeyen enerjinin oranı %15. O da çoğunlukla petrol yakan taşımacılıkta kullanılıyor. 23 Genç anne babalar hasta çocukları yüksek ateş, yeşil burun akıntısı ve halsizlik şikâyetiyle doktora götürünce bol sıvı tüketme ve istirahat etme gibi standart önerileri duymak istemiyorlar. Semptomları anında hafifletecek bir şey, yani antibiyotik istiyorlar. Ne yazık ki bazı doktorlar da hastaların gerçekten antibiyotiğe ihtiyacı olup olmadığına bakmadan reçeteye antibiyotik yazıp geçebiliyor. 24 Amerikan Hastalık Kontrol Merkezlerine (CDC) göre vakaların yaklaşık %50’sinde antibiyotikler yanlış veriliyor. 24 2009 tarihli bir araştırmada sekiz doktordan birinin cep telefonunda MRSA bakteri kolonileri bulundu. 25 SÜPER MIKROPLARI ÖNLEMEK IÇIN ON IPUCU 1 Gereksiz veya yanlış antibiyotik kullanımının antibiyotik direncini artırdığını unutmayın. 2 Antibiyotiklerin nezle ve grip gibi viral enfeksiyonları değil, sadece bakteriyel enfeksiyonları tedavi edebildiğini bilin. 3 Asla kafanıza göre antibiyotik kullanmayın. 4 Doktor antibiyotik verdiyse talimatlarına uyun ve söylediği miktarın tamamını (genelde tüm kutu) kullanın. 5 Semptomlarınız aynı görünse bile arkadaşınıza verilen antibiyotiği kesinlikle kullanmayın. 6 Semptomlar şiddetli değilse sizi etkileyen patojenin belirleyecek tahlillerin yapılmasını bekleyin. Bu sayede doktorunuz geniş spektrum tedavisi yerine hedefli bir antibiyotik verebilir. 7 Doktordan antibiyotik istemeyin. Antibiyotik kullanmadan hastalığı giderebilecek tedavileri doktorunuza sorun. 8 Hayvan enfeksiyonlarını gidermek için profilaktik antibiyotik tedavisi kullanmayan çiftlikleri ve işletmeleri tercih edin. Tarımsal antibiyotiklerin aşırı kullanımı, antibiyotik direncinin en büyük nedenlerinden biridir. 9 Kronik akneleri gidermek için düşük miktarda antibiyotik kullanmayın, diğer yöntemleri deneyin. 10Sağlık çalışanları ve hastane ziyaretçileri, özellikle immün yetmezliği olan hastaların çevresinde el yıkama ve genel temizliğe dikkat etmelidir. 27 Ortalama bir insan günde en az iki kez hipnoz yaşıyor. 31 Bıçak altında hipnoz Açık kalp ameliyatlarını ve organ nakillerini sadece hipnotik ağrı hafifletme ile gerçekleştirmek mümkün görünmüyor ama o kadar invaziv olmayan ameliyatlar sırasında ağrıyı hipnozla yönetmek mümkün. Paris’te yaşayan Gineli şarkıcı Alama Kante, 2014’te boğazındaki paratiroit bezi tümörünün alınması için ameliyat edildi. Hayati risk taşıyan bir tümör olmasa da alınmaması şarkıcının kariyerini bitirebilirdi. Kante dünyada ilk kez, anestezi almak yerine hipnotize edilerek ameliyata girdi. Bu sayede ameliyatın kritik anlarında şarkı söyleyebiliyor, cerrahlar da ses tellerine zarar vermediklerini anlıyorlardı. Ameliyat başarılı geçti. Kante ise ameliyat boyunca çok uzaklardaki Senegal’i düşünüyordu ve hiçbir şeyin farkında değildi. 32 2017 yılında 73 yaşında bir hastaya dünyanın hipnoz altındaki ilk derin beyin ameliyatı yapıldı. 33 ünya genelindeki petrol rezervleri (varil) 1 Venezuela 298 milyar 2 Suudi Arabistan 268 milyar 3 Kanada 173 milyar 4 İran 155 milyar 5 Irak 141 milyar 6 Kuveyt 104 milyar 35 26.700.000 TÜRKİYE’DE 2019’DA SATILAN AKARYAKIT (LİTRE) 38 13.000 TÜRKİYE’DEKİ AKARYAKIT İSTASYONU SAYISI 38 0,02 $ VENEZUELA’DA BİR LİTRE BENZİNİN YAKLAŞIK FİYATI 39 Kolza yağı, geleceğin en büyük biyoyakıtlarından biri olabilir. 39 Dünyanın ilk yoğun bakım ünitesi 1953’te Kopenhag’da kuruldu. 41 231.000 Türkiye’deki hastanelerin yatak kapasitesi 42 NHS Nightingale Hospital Londra, COVID-19 hastalarına hizmet vermek üzere dokuz günde inşa edildi. 43 Sosyal hizmet uzmanı Çoğu vakanın sonucu baştan belli olmaz. Yatakta yatan hasta kadar akrabalarının ve sevenlerinin de desteğe ihtiyacı olabilir. Bazı ülkelerde ve hastanelerde, ziyaretçilere duygusal destek veren sosyal hizmet uzmanları görev yapar. Hasta yakınlarına danışmanlık vererek durumu daha iyi anlamalarını sağlarlar. Sosyal güvencesi olmayan hastaların yönlendirilmesini de sağlayabilirler. 43 Avrupa’da hava kirliliğinden kaynaklanan en çok ölümün yaşandığı ülke İtalya. 49 DÜNYANIN EN BÜYÜK KARANTİNALARI Hindistan 1.380.000.000 Çin760.000.000 ABD297.000.000 Bangladeş 165.000.000 Rusya142.000.000 Filipinler100.000.000 Türkiye 83.000.000 İngiltere68.000.000 Fransa65.000.000 İtalya60.000.000 52 Retba Gölü, Senegal Dünyanın en tuzlu göllerinden biri. Bu konuda Ölü Deniz’e rakip. Bu gölde yüzerken hiç batmazsınız. 55 Cidde Kulesi’nin 1,6 km olması planlanmıştı ama arazi analizinden sonra bu fikirden vazgeçildi. Cidde Kulesi Yükseklik: 1.000+ metre (planlanan) Kat sayısı: 200 Kullanım alanı: Daireler ve ofisler İnşaat tarihi: 2013-günümüz Mimar: Adrian Smith Yüzölçümü: 530.000 metrekare Hedef: Dünyanın en yüksek binası 57 Dünyanın ilk gökdeleni, 1885’te Chicago’da inşa edilen 45 metrelik Home Insurance Binası’ydı. 59 Silisyum (silikon), dünyada en çok bulunan ikinci element. Ondan daha fazla olan tek element oksijen. 63 Dünyada 150 metreden daha uzun olan yalnızca yedi tane motorlu süper yat var. 77 Kare pencerelerde oluşacak basınç birikmesini önlemek için uçak pencereleri oval şekildedir. 80 Raspberry Pi’a PS2 emülatörü yükleyip PS2 kontrolcüsü bağlamak mümkün mü? Kesinlikle mümkün. Bunun için Raspberry Pi 2 veya daha yeni bir modele, ek donanım olarak Raspberry Pi’a bağlayacağınız bir Playstation 2 portuna ve uyumlu bir emülatöre ihtiyacınız var. 89 Ekmek yanınca neden kararıyor? Organik maddeler (ekmek kızartma makinesindeki ekmek dilimi) ısınınca bir tepkime gerçekleşir. Ekmeğin içindeki karbon tutuşur ve atık ürün olarak yanmış karbon bırakır. Yanmış tost ekmeğinize siyah rengini veren budur. 89 Vücudun hangi kısmının büyümesi veya gelişimi en son durur? Ergenliğin sonunda vücudun tam gelişmiş haline ulaştığını düşünen birçok insan var ama aslında vücudumuz yaşam boyunca değişmeye devam ediyor. Hatta vücudun bazı kısımlarının büyümesi hiç durmuyor. Beyin gibi iç organlar, yeni bilgileri ve vücuttaki dalgalanmaları sürekli olarak işleyerek ölene kadar gelişmeye devam ediyorlar. Tüyleri ve tırnakları saymazsak (Bunlar ölümden sonra bile kısa süreliğine büyümeye devam ediyor.) vücudunuzun dışında yer alan ve boyutları yaşam boyunca büyüyen sadece iki organ var: kulaklar ve burun. Bunların ikisi de yumuşak doku ve kıkırdaktan oluşuyor. Bazı bilim insanları kıkırdak hücrelerinin daha uzun süre çoğalabildiğini düşünürken, bazıları ise bu büyümenin yerçekiminin desteğiyle gerçekleştiğini düşünüyor. 90 Vampir yarasalardan başka kan içen yarasa var mı? n Dünyada birkaç vampir yarasa türü var. Başka hayvanların kanını içerek yaşamını sürdürdüğü bilinen tek memeliler onlar. Meyve ve böcekle beslenen akrabalarının aksine, vampir yarasalardaki bağırsak mikropları farklı şekilde çalışarak kanı sindirebiliyor ve bu yarasalar kanla bulaşan virüslere karşı yerleşik bir dirence sahip. Ayrıca DNA’ları öyle programlanmış ki böbrek fonksiyonları, kandan ibaren beslenme tarzının getirdiği yüksek protein alımını tolere edebiliyor. 90 Evrenin ortalama rengi kabul edilen “kozmik latte”nin soluk bej rengi nereden geliyor? n 2002 yılında 200.000’den fazla yıldızın ışığının incelendiği bir çalışmayla evrenin ortalama rengi hesaplandı. Evrenin büyük kısmını simsiyah bir boşluk olarak hayal ederiz ama aslında yıldızların parlaklığı evrenin ortalama rengini değiştiriyor: Her şeyi karıştırırsanız ortaya sütlü kahve rengi gibi bir renk çıkıyor. 91 Vücudumuzdaki “iyi bakteriler” ne yapıyor? Sağlıklı kalmamıza yardımcı olan bazı bakteri türlerini “iyi” kabul ediyoruz. İnsan bağırsağı, “bağırsak mikrobiyotası” denilen geniş bir bakteri ve mikroorganizma popülasyonuna ev sahipliği yapıyor. Bakteriler bağırsaktaki yiyecekleri parçalamaya ve hastalıklarla savaşmaya yardımcı oluyor. Bu yüzden sağlığımız için hayati öneme sahipler. Bağırsak mikrobiyotanız beslenme tarzınızdan, yaşam tarzınızdan, çevrenizden ve antibiyotik kullanımından etkileniyor. Son bulgulara göre alerjiler, diyabet ve hatta kanser gibi birçok hastalık, bağırsak mikrobiyotasındaki bozulmalarla bağlantılı olabilir. 92 LCD ne anlama geliyor? LCD’nin açılımı “liquid crystal display”, yani “sıvı kristal ekran”. LCD ekranlarda kullanılan sıvı kristal molekülleri, ışık miktarını değiştirerek görüntüyü oluşturuyor. 92 Mideniz neden gurulduyor? Midenizde ve bağırsaklarınızda gıdaları, gazları ve sıvıları sindirim sisteminize iten kaslar var. Kasların gıdaları sıkıştırması gurultu sesini ortaya çıkarıyor. Mideniz boşsa beyniniz kaslara geriye kalan her şeyi itmelerini emrediyor ve bu de mide gurultusu dediğimiz sese neden oluyor. 93
·
306 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.