Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Nermin Yıldırım ile tanışma kitabım oldu bu kitap benim. Daha ilk sayfalarda o kadar hayran kaldım ki yazdıklarına, bu güzel cümlelerin sahibini merak edip hemen internette ismini arattım. Karşıma abartısız söylüyorum çok ama çok güzel bir kadın çıktı. Biraz araştırma yaptım kendisi hakkında yazdıklarıyla ilgili ve bir kez daha hayran oldum. Çocukluktan bu zamana dek en büyük hayallerimden biri basın yayın okumaktı. Evet edebiyata çok ilgiliydim çok seviyordum mutlaka okumak istiyordum fakat yazmayı çok seven biri olarak bunları gösterebileceğim en güzel yerin hep basın yayın olduğunu düşünmüştüm. Elbette bu kararımdan caymış değilim edebiyat bitince mutlaka basın yayın da okumak istiyorum. Yazarın kendisine ilham olan konularda bu işi yapmasının çok önemli olduğunu gördüm. Hele bu romanı yok mu! Ne güzel düşünmüş kurgusunu, anlatımını, Türkiye’yi, dünyayı, insanları, suya sabuna DOKUNMADAN yaşayıp bazen bundan zerre kadar suçluluk duymayışımızı. Kulağınızda küpe olmuyorsa yaşananlar, elinizde bu kitap olsun. Adalet de öleceği haberini bilmeden önce sıradan bir karakterken, o haberi alınca başına bunların yaptığı suçlardan geldiğini düşünerek suçluluk hissine kapılıyor. Ve ilk günahını arama peşine düşüyor. Aslında hepimiz böyleyiz diye düşündüm bu cümleleri okuyunca. Yarın öleceğimizi bilsek hemen kendimizi sorgulamaya, hatalarımızı telafi etmeye, kırdığımız gönüllerden özür dilemeye çalışırız. Aslında kesin olan gerçeğin mutlaka bir gün ölmek olduğunu bilmemize rağmen çoğu zaman bu gerçeği unutarak yaşıyoruz. Adalet öyle güzel bir karakter ki, çocukken tam bir sözcük koleksiyoneri olan bir kızken, çevresinin uyarılarıyla bu ilgisini de dışarıya yansıtmamaya ve içine kapanmaya başlamıştır. Öyle ya bilmek bizim ülkemizde hatta dünyada bir marifet sayılmaz aksine susturulmaya çalışılır. O da der ki kitapta: “Zaman, bana bildiklerimi paylaşmanın iyi bir fikir olmadığını defaatle gösterdi.” Adalet’in bir de dünyalar tatlısı durmadan başında konuşan bir arkadaşı var. Belli bir sayfadan sonra bu arkadaş konusunda şaşırıp daha ilgiyle okumaya başlıyorsunuz kitabı. Adalet kitabın bir bölümünden sonra anlıyor aslında en büyük hatasının yaptıkları değil yapmadıkları yüzünden olduğunu. Kimi zaman sustuklarımız da bizi suçlu yapmaya yeter. Ve bir de Sadi Seber var. O kadar sevdim ki o karakteri kitapta gördüğüm ilk sayfadan itibaren, Adalet onun sayesinde değişebilir belki diye düşündüm. Sevgili Nermin Yıldırım, bizim ülkemizde de suya sabuna dokunmadan yaşayan insanlara, toplumsal konulara harika bir şekilde yer vermiş. Toplu taşımada kadınların yaşadığı zorluklara bile değinmiş bu enfes kurgusunda. “Tam karşımda, yirmilerinin başında var yok genç bir kadın ve orta yaşlı, patates kafalı bir adam, yan yana oturuyorlardı. Adam bacaklarını pergel gibi iki yana açmış, kadın da koltuğun ucuna sinip sıkışmıştı. Kadın büzülüp un ufak oldukça, adam daha beter yayılıyordu. “Sinsiye bak!” diye tısladı Hülya. “Herif gıdım gıdım ittiriyor dizini. Kadının dizine değene kadar, yavaş yavaş. Resmen milimetrik ölçümle çalışıyor hanzo. Bir dize değmek için amma uğraş!” Ve benim bu kitapta altını çizdiğim o kadar nokta var ki! Onlardan biri de yine bizim toplumsal sorunlarımızdan. Hani derler ya bir olayda halkımız, senin anan bacın yok mu aynısı onlara yapılsa hoşuna gider mi diye. Özellikle bu cümleleri çok sevdim: “Genel eğilim, şu hayatta herkesin anası, bacısı olduğu yönündeydi. Anlaşılan bu da içeridekileri kadın yolcunun haklarını korumak hususunda motive ediyordu. Anası ölenler, bacısı olmayanlar, vazifeden muaf mı acaba diye geçirdim içimden.” Bu muhteşem kitap hepimize rehber olur umarım. Susmak, seyirci kalmak, dokunmadan yaşamak konularında. Sizin bütün kitaplarınızı okumak istiyorum Nermin Yıldırım. Herkese kesinlikle tavsiye edip, okumalarını rica ediyorum.
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.