Gönderi

Bir gün Zühre, dadısından dinlediği Ferhat ile şirin hikâyesinden aşkın hallerine dair bir bilgi edinmişti. Nasıl da yakındı kalbine aşkın arayışları, acıları, özleyişleri. Ve aşkı, aşıkları kavrayışı, yaşadığı tecrübelerin hatıraları gibi nasıl da yakın geliyordu ona... Tohumu içine alan toprak gibiydi Zühre, üzerine yağmur yağdıracak bulutu bekliyordu. Açılışını tamamlamış bir güldü, ona hayran olacak bülbülü gözlüyordu. Sanki bir mumdu, çevresinde yanıp yakılacak pervaneyi arıyordu. Bazen kalbi bedenine sığmıyormuş gibi sıkıntılı bir yalnızlığa kapılır, kalbini bir başka gönüle taşımak, orada yankılanmak, çoğalmak, ferahlamak isterdi. Öyle geceler olurdu ki, sebebi bilinmeyen bir hüzün sarardı kalbini.
Sayfa 17 - TimaşKitabı okudu
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.