Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

372 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Türkiye'nin En Büyük Yarası Çocuklardır
Bu uygulamayı kullandığımdan beri ilk kez inceleme yapıyorum,sebebi ise aynı kitabı olur da tekrar okursam ilk kez okurken ki duyguyu hissedebileyim kendi fikirlerimin etkisinde kalmayayım varsa arasındaki değişimi kendi içimde görebileyim.Ama bu kitabı sindire sindire okuduğumdan beri fark ettim ki tekrar da okusam hissettigim duygular aynı kalacak: Öfke,tiksinti,korku, şüphe,ağlama hissi, çaresizlik.. Kitabı okuyacak olanlar ve okuyanlar için de tekrar olarak içlerini acıtmak istiyorum bu duyarlılığı net hissedebilmeniz için biraz içinizin acıması gerekiyor,farkındalık önce acıyı hissetmekten geçiyor çünkü.Gözlerinizi kapayıp 1dk.da olsa o yaşta oyuncak bebeklerinin elbiselerini yıkaması gerekirken,onlara tecavüz eden yaratıkların bıraktığı izleri yıkamaya çalışan hatta içindeki acıyı kazımak icin bulaşık teliyle kendini yıkayan, istismara uğraması yüzünden sütlü hiçbir şey yiyemeyen,korkudan yatağa kat kat eşyalarla yatan çocuklardan herhangi birinin yerine koyun kendinizi, cehennem gibi gelen o dakikayı şu an belki de sokaginizda bir çocuk yaşıyor hayal edip icsellestirin ki o çocuklarin farkına varin,seslerini duyun,elinizi taşın altına koyun çünkü konu cocuksa hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor. Ülkemizin en büyük yarası bence çocuklardır çünkü çoğu ne ailesiyle vakit geçirebildi,ne onlardan sevgi görebildi.Birçoğu istismara uğradı travmanın etkisini şimdilerde yaşıyor,çocuk olmadan anne oldu bir kısmı,kimisi hâlen hayata bile karısamadı,kimisi intihar etti,kimisi aramızda ama içindeki çocuğu kaybetmiş komşunuzdan biridir kim bilir? Kitaptan kısaca bahsedeyim,ilkin ensest ve istismarin tanımını veriyor ardından çeşitli meslek dallarının (hakim,avukat, nörolog, rehber öğretmen, polis, psikolog, adli tıp ve sosyal hizmet uzmanları, çocuk psikiyatristi ve pedagog,cezaevi personelleri) önüne gelen vakaları, ensest ve istismarin magdur ve faillerine yönelik görüşleri,bunun bir hastalık mı sapkınlık mı olduğuna ilişkin tartışmaları,bunun çözümüne ilişkin fikirlerinden oluşuyor.Ayni zamanda mağdurun ve yakınlarınin bu süreci nasıl geçirdiğini,hangi psikoloji içinde olduğunu, travmalarını,bunun nasıl ortaya çıktığını,çocuğun bu duruma nasıl tepki verdiğini,çocuktaki buna ilişkin emareleri,ailelerin tutumunu, öğretmenlerin ve bu suçtan haberdar olan diğer kamu görevlilerin ve vatandaşların ilk olarak ne yapmasi gerektiği, ilgililere haberdar edildikten sonra çocuğun geçirdiği süreci yakın mercekten görmüş oluyorsunuz. Beni derinden sarsan süreç çocuğun yaşadığı süreç peki bu durum ortaya çıkmadan önce şunu sormak gerekiyor çocuğun dünyasına ve yaralarına ne kadar hakimiz? Anlattiklarindan,anlatamadiklarindan, sustuklarindan ne kadar haberdariz?Çocuğun tanımadığı birinden istismarı yeterince yaralayıcı ve travmatikken bir de yakini tarafından yani ensest durumunda çocuklarin güveni ne kadar zedeleniyor,aile kavramı yok oluyor içlerindeki çocuk nasıl ölüyor en sevdiklerinden nasıl nefret ediyor,oyun zannettikleri anlayamadigi olaylarda nasıl canları yanıyor,bir de üstüne sanki kendi suçlarıymis gibi kendilerini suçluyor ,kendilerine inanılmayinca nasıl hissediyor çaresizliği hayal edebiliyor musunuz?Bircogunlugunda bu istismar uzun süre devam ediyor, saklanıyor oransal olarak sadece bir kısmı yargıya taşınıyor.Bu yargı süreci ilk olarak çocuk şube,savcı varsa ÇİM'e(Çocuk İzleme Merkezi)ifade verilmesiyle başlıyor orada 2.travmalar başlıyor olayın baştan anlatilmasıyla,ardından adli tıpta muayeneler başlıyor ağlama sesleri korkular eşliğinde.Bir kadın için yeterince gurur kıran vajinal muayeneyi çocuk bedenler yaşıyor ilerde hatırlayınca korkunç hissedeceklerini bilmeksizin... İğne vurulacagini sanıp ağlıyorlar çünkü neyin icindeler bilmiyorlar sonra adliyeye gidip kendilerine bunu yapanlarla yüzleşiyor anı yeniden yaşıyorlar,kimisi bayılıyor korkudan kimisi altına kaçırıyor.Sonrasi ise kayıp hayat çünkü ne halde olduklarını bilmiyoruz, yaşamaya devam ettiklerinden bihaberiz. Bu kadar şeyi okuduktan sonra içinizden bunun çözümü yok mu diyorsunuz,kitapta sahada çalışanlar çözümleri birbir anlatıyor,bu önce toplumsal farkındalık ile başlıyor,medyayı doğru ve etkili kullanmak ile devam ediyor,bu sapkınligi önlemek bir zincir aslında her aşamayı toplumun her bireyi,aileler, çocukların hayatına temas eden meslek gruplarının,STK'larin, devletin birbiriyle bir temas ve işbirliği içinde olması gerekiyor ve herkese bir görev düşüyor.Tabi ki cinsel eğitim ve toplumun bilinclendirilmesi de çok önemli, çocuklara koşulsuz sevgi ve itimat güvende hissettirmek zincirin önemli adımlarından biri. Bu kitap okundukça herkesin heybesine bir şeyler katacak zannımca,benim heybeme bir şeyler eklendi tekrar okunmak üzere.Kitabi okudukça aklıma gelen birkaç isimle ve onların cümleleriyle bitireceğim, içinizdeki çocuğa şarkılar yazıp söylemeye devam edin,sizlerin çocukluklarını koruyamadık belki şarkılarınizi bir sandıkta saklayabiliriz... youtu.be/Pjo4C62JQic youtu.be/jJkBqh987QM
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,6bin okunma
··
84 görüntüleme
Hüzün Eğrisi.. okurunun profil resmi
~sen ne kadar çabalasan da musa orhan gibi şerefsizler çıkar genç kızların katili olur içeri girdiği gibi tahliye edilirler.. ~bu ülkede ne ekonomi ne sanat ne siyaset ne edebiyat kültür ne adalet işler.. başa birileri oturur ülkeyi avrupa bataklığına çevirmek için ellerinden geleni yaparlar.. ~çünkü burası Türkiye(!).. Hak hukuk ödül ceza ahirete kaldı..
Kübra Şahin okurunun profil resmi
Toplumda çocukları eğitip korumak salt birilerinin görevi değildir,bu görev bir yerde herkesindir,elbette suç oranlarının bitme olasılığı yoktur, insanoğlu var oldukça suç da suçlu da olmaya devam eder.Buradaki amaç mümkün olduğunca azaltabilmektir.Ayrica hak/hukuk/adaleti sadece öbür tarafta arayacaksak bu dünyada mücadele etmenin de anlamı olmaz
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.