Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

460 syf.
10/10 puan verdi
Nâzım yok artık, ama onun sürdürdüğü mücadele bitmedi...
İnsan bir kitabı gözleri dolarak, bazen kendi kendine gülerek bazen de iç sesini dışa vurarak okuyunca çevresindekiler tarafından farklı bir nitelemeye tâbi tutuluyor.  Bu süre zarfında duygularım sanki benimle dalga geçiyordu, hüzünlü hiçbir satırı olmamasına rağmen bana ağır gelen o kadar fazla bölüm  vardı ki daha fazla devam edemeyeceğimi zannettim. Sevdiğiniz bir insanın yaşamı söz konusu olunca en küçük ayrıntılar insanı  fazlasıyla heyecanlandırıyor, hâttâ sıradan bir olay karşısında verdiği tepkiyi görünce o sıradan olay bile değerli oluyor... Açıkçası kitabı nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Bir aşk ya da bir hayat kitaba sığmıyor tek bildiğim bu :) Nazım Hikmet Piraye ile evli olduğu zamanlar siyasi nedenlerden dolayı Rusya'ya gider ve kendi deyimiyle  babası yaşında olarak Vera' ya tutulur. Sonraki zamanlar ise Piraye hakkında, çocuğumun annesi canıım, diyerek bilgi verir. Vera ise  zaten evli , çocuklu bir kadındır. Ancak onların sevgisi  insanların onayını almaya ihtiyaç duymaz. "Herhalde baban olmamı isterdin, değil mi? Zaten yakışanı da bu olurdu!"  Vera, Nazım Hikmet  öldükten sonra onunla  geceler boyu sohbet etmiş . Her zaman onu duyduğuna inanarak, verdiği cevapları dikkatle  dinleyerek.  Sohbetlerden geriye kalan bin sayfa ve onu bildiğim kadarıyla Nâzım kaldı, diyor Vera. Bu kitaptaki söyleşiler de o bin sayfadan seçmeler zaten. Nazım Hikmet'e dair okuduğum en iyi kitap bu oldu. Bahtiyar ol Nazım ! İstediğim kadar biyografi/inceleme okuyayım bana Nâzım'ın nasıl baklava yediğini söyleyebilir mi? Sabahları nasıl gazete okuduğunu, Vera'ya nasıl kahvaltı hazırladığını... Ya da Neruda gibi dünyaca ünlü isimlerle arasındaki samimiyeti?  Vera, nasıl da anlatmışsın sen öyle. Beden dili, kıyafetleri, bazen lanet okuyuşu bazen de yorgunluğu... Her şeyiyle bir Nâzım Hikmet  vardı karşımda. Bu güzel kadın, her ne kadar Nazım'ı çok sevse de evlilik kararı alırken kararsız kalmış. Nedeni ise sonu gelmez kıskançlıklar tabii ki. Doğrusu bu kadarını ben de beklemiyordum be Vera. Sanki Nazım Hikmet'in gözünde yeryüzünün tüm herifleri sana yan gözle bakıyor, sanki sizi ayırmak için fırsat kolluyor. Sen de  -işte buraya çok güldüm-  Nazım Hikmet'in cahil bir Türk köylüsü gibi davranıp yüzünü kapattırmasından, seni dört duvar arasına hapsetmesinden ve pek çok şeyi yasaklamasından korkuyordun. Öyle ki, bazen Nazım Hikmet'e "Türk tutkuların ona ağır geliyor, yapma..." diyerek öğüt verenler olmuş. Ancak Nazım  doğal olarak sevdiği "avrat" ile evlenmek istiyor, çok muu? "O-ho-ho, yoldaşlar, bu avradı ne çok sevdiğimi hayal bile edemezsiniz..." Kitapta düzenli olarak tekrarlanan bir cümle var: "Seni seviyorum Allah kahretsin!" "Karımsın  Allah kahretsin!" "Kocanım, alış artık Allah kahretsin!" "Yaşamak istiyorum Allah kahretsin!" Kitabın sonunda ben de dedim, Allah kahretsin! Sanki öldüğünü bilmiyordum, Vera anlatınca duydum. Sanki kitap bitince idrak edebildim bu dünyadan gittiğini. "Yaşamadığımın duyulduğu gün Türkiye’de olmayı çok isterdim. Kahvelerde,tiyatrolarda, üniversitelerde hakkımda neler konuşulacağını birazcık olsun duyabilmeyi arzu ederdim."  İsteyen istediği kadar Nazım Hikmet'in ülkesinden koparıldığını düşünsün. O, dediği gibi göbek bağıyla bağlı bize. Onu sevmek, anlamak, şiirlerini okumak için komünist olmaya  gerek yok. Sevgi dolu bir insan olduğunu sağır sultan bile duydu. Ne derseniz deyiniz :D "Lenin öldü  ama davası sürüyor."  sloganıyla binlerce insanın o dönemde partiye üye olması gibi, " Nâzım öldü ama davası sürüyor." diyenler de az değildi. Vera'nın annesi sırf içindeki boşluğu doldurabilmek için partiye katılmak istemiş. "Tıp, Nazım Hikmet gibi birini yaşatacak güçte değilse tıp eğitimi almanın ne anlamı var? " diyerek fakültesini bırakan öğrencilere ne demeli? İnanıyorum ki, bazı çevrelerin nefreti, politikacıların aptallığı bir gün son bulacak... İnsanın kafasında taşıdığı fikirler çoğu kez onu bir bedel ödemeye sevk etse de yenecek bir şeyleri... O bir şeyler hüküm süremeyecek insanlar fikirlerini özgürce söyledikçe... Çünkü Nazım Hikmet'in de dediği gibi  #85699173 Yoğun duygular yaşadığım ve zaman zaman bırakmak zorunda kaldığım bir kitap oldu. Bu incelemeyi yazarken de yine gözlerim doldu. Etkisini her zaman hissedeceğim galiba.  İyi okumalar diliyorum :)
Bahtiyar Ol Nazım
Bahtiyar Ol NazımVera Tulyakova Hikmet · Yapı Kredi Yayınları · 200897 okunma
··
202 görüntüleme
Rana okurunun profil resmi
Ölüyor çarpışarak insanlarımız  — halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı —  ölüyor insanlarımız                       — ne kadar çok —  sanki şarkılar ve bayraklarla                              bir bayram günü nümayişe çıktılar Oyle genç, öyle fütursuz
depaysement okurunun profil resmi
“Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. Canım, bir tanem, seni sevmeden önce dünyayı sevmesini bile bilmiyormuşum. Bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu insan akıllıysa senin yüzünden…” (Ellerine sağlık Rana çok beğendim, çok güzel..) 💖
Rana okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Aynur :))❤❤
depaysement okurunun profil resmi
Bir tanem!  Son mektubunda:  'Başım sızlıyor yüreğim sersem! ' diyorsun.  'Seni asarlarsa seni kaybedersem;  diyorsun;  'yaşıyamam! '  Yaşarsın karıcığım,  kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın kalbimin  kızıl saçlı bacısı  en fazla bir yıl sürer  yirminci asırlılarda  ölüm acısı. 
Rana okurunun profil resmi
İnsanlar için ölebileceksin, Hem de yüzünü bile görmediğin İnsanlar için, Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken Hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Rana okurunun profil resmi
"Nâzım yok artık, ama onun sürdürdüğü mücadele bitmedi. Nâzım’ın inandığı doğruların, aptallığı ve tarihin ileri gitmesine engel olmaya çalışan kötüleri yeneceğinden eminim."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.