Gönderi

88 syf.
·
Puan vermedi
Rüzgarlı bir Pazar ve İstanbul... Rüzgar hoyrat davranıyor ağaçlara bugün, baharla birlikte patlayan yaprak sağanağı inadına direniyor rüzgara, dalından kopmamak için. Yaşam mücadelesinin o keskin virajlarını hatırlatıyor insana. Diren diyorlar, diren hayata, bir kere koptun mu ölümdür sonu. Zweig’in “Yakıcı Sır” adlı kitabını bir günde okudum. Seksensekiz sayfalık bu kitap özünde ara verilmeden, 3-5 saatte bitirilecek cinstendi aslında. Ne de olsa yazarı Zweig. Sade, akıcı bir dil ve anlatım zenginliği. Öykü, bir gönül macerası şeklinde başlıyor, hüsranla bitiyor. Kendine güvenen bir baron kısa bir tatil için gittiği yerde yine gözüne bir kadını kestirir. Kadına yaklaşmanın yollarını ararken, kadının onbir yaşındaki oğlu Edgar’ı öncelikle gözüne kestirir. İlk iş oğlu ile temas kurmak olur ve kısa sürede oğlu ile çok iyi anlaşır. Bu sayede de kadına ulaşır. Fakat, Baronun unuttuğu bir şey var. Kadın ile tanıştıktan sonra Edgar’ı umarsaması ona pahalıya patlar ve macera hevesi istediği gibi bitmez. Özü bu öykünün, detayları öğrenmek için ise kitabı okumanız gerekmektedir. Rüzgar, halâ şiddetli bir şekilde yapraklara hücum ediyor. Edgar ise, Annesinin yanlış bir maceraya atılmasını engellemenin haklı gururunu yaşıyor. Edgar... Bu ismi okurken aklıma ilk gelen ise “Poe” oldu. Bu kısa öykü kitabına noktayı biz de en iyisi Edgar Allen Poe’nun dizeleriyle koyalım. Benden mutludur diye ama sen üzülüyorsun diye... kaderime bir yolcu olan benim!. Erkan
Yakıcı Sır
Yakıcı SırStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202046 okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.