Suriye, Türkiye ve Amerika'da süren yaşam mücadelesinin hikayesi, Huzursuzluk. İlk okuduğum kitabı "Kardeşimin Hikâyesi"ne kıyasla, büyük bir beklentiye girmemiş olmam ve kitabın derdinin belli olmasından dolayı, sevdim Huzursuzluk'u. Konusuna gelince, Amerika'da öldürülen çocukluk arkadaşı Hüseyin'i tesadüfen TV' de gören İbrahim bunun üzerine doğduğu şehre Mardin'e gider. Hüseyin'in hikayesini araştırırken Meleknaz'ın hikâyesinde kaybolur ve içinde oluşan Huzursuzluğu atmak için hem Meleknaz'ın peşine düşer hem de hikâyesinin peşine. IŞİD' ın elinde yaşadıkları, kaçışı, kurtuluşunun yanında, din kisvesi adı altında Ezidilere yıllardır yapılan haksızlığa da şahit olacağımız, edebi açıdan güzel ama gerçekliği dolayısıyla üzen bir hikaye. Dinlere yanlış inanışların, düşüncelerin ne kadar kötü bir noktaya varacağını gösteren başarılı bir eser.
.
.
"Şengal Dağı'nın kaçkınları, insanlık ağacının kırılmış dalları, onca soykırımdan kurtulan kılıç artıkları burada. Meleknaz değil ama Meleknazlar burada, Nergisler, Zilanlar burada, Melek Tavus'un masumları burada. Arkalarında IŞİD var, önlerin de Avrupa."
.
.
"Bir yer var
İyiliğin ve kötülüğün ötesinde
Seninle orada buluşacağız."
.
.
1000 k da kitabı beğenmeyenler olmuş. Çok şaşırdım ve merak ettim. Gerçekleri mi beğenmediniz? Yapılan iğrençliklerin su yüzüne çıkarılmasını mı beğenmediniz? Kitapta ki" Zilan anlatıyor: iki nehrin suyu yıkamaya yetmez bölümü "ve "zalim ay ışığı" bölümünde ki yürek parçalayıcı hikayeler mi sizi rahatsız eden? Ben okurken insanlıktan ve saçma tabulardan iğrendim ama Livaneliye teşekkür ettim. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.