Gönderi

“Gerektiği gibi aramayı bilmiyorsun. Dur, ben sana bir ağaç bulacağım.” Hemen benimle geldi. Portakal ağaçlarını inceledi. “Şunu sevmiyor musun? Bak, ne güzel bir portakal ağacı.” Ama ben hiçbirini sevmiyordum. Ne bunu, ne öbürünü, hiçbirini. Çok dikenliydiler. “Bu çirkin şeylerin yerine ben şekerportakalı fidanını yeğlerim.” “Nerede?” Gösterdim. “Ah! Ne güzel bir şekerportakalı fidanı!” diye bağırdı. “Bak, bir tane bile dikeni yok. Hem de öyle kişilik sahibi ki, uzaktan bile şekerportakalı fidanı olduğu anlaşılıyordu
··
131 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.