Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

197 syf.
10/10 puan verdi
Farklı coğrafyalardan,farklı inanışlardan,farklı kültürlerden kadınların yaşam öykülerini,hayatta kalma mücadelelerini,acılarını,çektikleri çileleri,erkek egemenliğine karşı birey olma haklarını sonuna kadar yılmadan savunmalarını,her türlü baskıya karşı direnişlerini anlatan mükemmel bir kitap. Hapishanelere atılan,işkence yapılan,giyotine mahkum edilen,bulaşıcı bir hastalıkmış gibi davranılan kadınlar, bütün bunlara rağmen ölüme bile korkusuzca gitmişler ,her türlü engele rağmen mücadele etmeyi sürdürmüşler. Kitabı okumaya devam ettikçe kafamda cevabını merak ettiğim bir soru vardı. Bu kadınlar bunları hak edecek ne yaptı? Bazı bölümlerde içim acıdı,yutkunmakta zorlandığım ,erkekliğimden utandığım,bunları insan insana nasıl yapar diye sinirlendiğim anlar oldu. Bir yandan da mücadele eden,direnen kadınları gördükçe gurur duydum. Bazı kadınların azmine,hayatta tutunma gayretine öyle imreniyorum ki hayran olmamak mümkün değil. İçimi acıtan bir başka taraf da yıllar yıllar önce yaşanmış bu dramlara bazı istisnalar dışında hiç şaşırmamış olmam. Zaman akıp gidiyor,kadına bakış açısı hiç değişmiyor. Fazla uzağa gitmeye de gerek yok . Kadını toplumdan soyutlamaya çalışan,hala köle gibi gören,alınıp satılan bir mal gibi davranan ,giydiğine,gezdiğine,hangi saatte nerede olacağına karar verme haddini kendinde bulan,kadını insandan saymayan,her olayın sabit suçlusu olarak kadını gören zihniyete fazla uzak değiliz. Kadınlar yaşadıkları her dönemde hangi dinden,hangi siyasi görüş hakim olursa olsun hep haksızlığa uğramış,şiddete,tecavüze,tacize,aşağılanmaya maruz kalmışlar. Bütün bunlar yaşanırken,birey olduğunun farkında olup yapılanlara direnen,hakkını arayan kadınlar yanında, olan bitene sesini çıkarmayan,kendi hemcinslerini hor gören,doğuştan köle ruhlu,yaşadığı acıları kaderiymiş gibi kabullenen kadınlar da en az erkek egemen toplum kadar suçlu benim gözümde. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmak insanlığın bir gereği olmalı . Erkek egemen toplumun oluşumunda sessiz kalan kadınların da payı yüksek. Sesini çıkarmaya çalışan,hakkını arayan kadınların toplum baskısı ile sesinin kısılması,halinden memnun olan mutlu kölelerin umurunda değil. Bir gün o acıları kendilerinin de yaşayabileceği akıllarının ucundan bile geçmiyor.Bir başkaldırı olacaksa eğer, bunu bütün kadınların bir arada yapmalı. Bırakın erkeklerin bunu desteklemesini,kadın kadını bile anlamıyor. Kadının önce kendi kendine saygı duymayı öğrenmesi,kendisinin bir birey olduğunun farkına varması lazım. Hala bu yüzyılda bunları konuşmak,düşünmek ne kadar acı verici. Kadınları evde oturan,temizlik,yemek,çocuk doğurma dışında başka bir vasfı yokmuş gibi gören anlayışla her alanda her fırsatta mücadele etmek,insani duyguları olan,vicdanı olan,düşünebilme yeteneği olan herkesin borcudur. Bu temeli çürük dayatmayı çoğu toplum din perdesi arkasına gizlenerek yapmış. Din dedin mi akan sular durur çünkü. Her türlü pisliği din maskesi altında yapabilirsiniz. Birçok kadın bu yobaz düşünce yüzünden öldürülmüş,katledilmiş,sünnet edilmiş ! Yanlış duymadınız kadınların klitorislerini kesecek kadar omurgasız ve caniler. Kadın-toplum,kadın-erkek,kadın-kadın bu ilişkileri daha farklı kategorilere ayırmak mümkün. Bu ilişkilerinin bozulmasında, yıpranmasında,karmaşık hale gelmesinde en çok din dayatması var. Bunun sebep olduğu bir diğer konuda cehalet. Cahil bir insanı bir şeylere inandırmanın daha kolay olduğunu düşündüklerinden toplumun eğitim seviyesini her fırsatta aşağı çekmeye uğramışlar. İktidarlarının devamı için cahil bir toplum oluşturma fikri yüzyıllar boyunca hiç değişmemiş. Düşünen,sorgulayan insan hiçbir zaman işlerine gelmez. Özellikle düşünen,sorgulayan bir kadın daha tehlikelidir. Çünkü ilk eğitim kadından başlar. Daha bilinçli bir toplumun yetişmesini engellemek için kadını durdurmak işleri kolaylaştırmış. Kız kısmı okumaz. Saçı uzun aklı kısa. Karı gibi gülme. Karı gibi ağlama. Kadını sürekli bir ötekileştirme,birini aşağılarken bile kadını kullanma anlayışı yüzünden ruh hastalarıyla dolu bir toplum oluşmuş. Bu anlayışla yetişen bir neslin kadına bakış açısı nasıl sağlıklı olabilir ki? Kadına bakış açısı nasıl bir ailede yetiştiğiyle de alakalı. Erkek çocuklarına gösterilen özel ilgiyle başlıyor zaten her şey. Bu ayrımcılık hayatın genelini etkiliyor sonra. Namus kavramı bile erkeğe farklı,kadına farklı çalışıyor. Böyle bir düzende var olmaya çalışan,girdiği her işte de başarılı olan,makine olsa tekler ama bütün bu olanlara bana mısın demeyen mucize gibi kadınlar var. İnanılmaz gerçekten. Bu şekilde düşününce gerçekten çok mutlu oluyorum. Fazla uzattığımın farkındayım ama bunları yazmadan edemedim. Eşitsizliğin,ayrımcılığın,haksızlığın böyle bir düzende hala var olabilme mücadelesi veren kadınlar hakkında ne düşündüğümü,neler hissettiğimi yazamadan geçemedim. Kitaptan beni çok etkileyen alıntılar paylaşmak istiyorum. Bu alıntılar benim düşündüklerimi,ifade etmeye çalıştıklarımı desteklemek açısından daha iyi olacak. Yoksa kadınlar üzerine daha çok şey yazılır,sonu da gelmez. "Hindistan'daki İngiliz adaleti üzerine: " Bize yoksul köylünün kendini savunmak için İngiliz adaletine sahip olduğu söyleniyor. Gerçek böyle değil. Hiç kimse kullanamadığı bir şeye sahip değildir." Haksızlıklar karşısında herkes kafasını kuma gömerken, Hindistanlılar'a yapılan haksızlığa karşı birçok makaleler yazan hemşire Florence Nightingale. Yoksulların sabrı üzerine : " Gün gelecek,dilsizler konuşacak,sağırlar işitecek. " Bu alıntı çok hoşuma gitmişti. Susmanın,boyun eğmenin karşılığı daha çok baskı daha çok zulüm. Bir gün herkes başkaldıracak . Çünkü başkası acı çekerken umursamayan,sıranın bir gün kendisine de gelebileceği gerçeğiyle yüzleşecek. "Düşünen kadınların yumurtalıkları kurur. Kadın fikir üretmek için değil,süt ve gözyaşı üretmek için,hayatı yaşamak için değil,yarı kapalı pencerelerin ardından seyretmek için doğar. Bunları Alfonsina Storni'ye bin kere anlattılar ama o inanmadı. En çok bilinen dizeleri kadını kafese kapatan erkekleri protesto ediyor." Benim düşüncelerimi destekleyecek en güzel alıntılardan biri. Alfonsina gibi dayatılanlara boyun eğmeyen,direnen,mücadele eden,kadınlara selam olsun ! "Concepcion Arenal, 1840'larda Hukuk Fakültesindeki derslere,göğüslerini çift korseyle gizleyip erkek kılığına girerek devam etmişti." Bu kısmı okuduğumda gerçekten çok duygulandım..,Arenal'in azmine hayran kaldım,onu bunu yapmak mecburiyetinde bırakan düzene lanet ettim. Ve bu paylaştığım iki alıntı bazı şeyleri daha net görmenizi sağlayacaktır. "1951 yılında Kahire'de bin beş yüz kadın parlamentoyu işgal etti. Saatlerce orada kaldılar,çıkarılmalarının bir yolu yoktu. Parlamentonun bir yalandan ibaret olduğunu,çünkü halkın yarısının seçme ve seçilme hakkından mahrum olduğunu haykırıyorlardı. Göğün temsilcileri olan dini liderlerin yanıtıysa gökten bile duyuldu: Oy kullanmak kadını alçaltır ve doğaya aykırıdır ! " "Babanın ya da kocanın izni olmadan bir adım bile atamıyorlardı ve birçoğu evden sadece üç vesileyle çıkıyordu : Mekke'ye gitmek için,kendi düğününe gitmek için ve kendi cenazesine gitmek için." Kadın kadındır. Kimseye ait bir eşya değildir. Çok uzun bir zaman geçmedi kadına seyahat izni ve araba kullanabilme izni verileli. Yine de yobazlar rahat bırakmadı tabi. Çünkü her şey erkeklere özel.Bütün bunlar yaşanırken bir yerlerde ve hala yaşanırken Mustafa Kemal'in Türkiye'si kadınlar için bir güneş gibi doğan Cumhuriyet'i ilan etti. Kadına hak ettiği değeri verip ve toplumdaki yerini sağlamlaştırdı. Kadın sadece eş ve anne olarak tanımlanmaktan çıktı. Özgür bir birey olarak okudu,doktor,avukat,sanatçı,hakim,pilot,asker istediği her şeyi olabilme imkanına kavuştu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve kurduğu Cumhuriyet'in değerini Türk kadınının daha iyi anlaması lazım. Kadının insan bile sayılmadığı bir düzenden, kadına hak ettiği değeri verip, daha kaliteli eğitim almasını,toplumda bir yerinin olmasını,medeni geçinen birçok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkı kazanmasını sağlaması gerçekten bir mucize. Ülkeyi karanlıktan aydınlığa taşıyan Ebedi Başkomutanımızı saygı,sevgi ,rahmet ve sonsuz özlemle anıyorum. Ruhu şad olsun . Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa !!! “Bir toplum, bir millet; erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Böyle bir lidere sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak az. İncelemeyi bu anlamlı sözle sonlandırmak istedim. Direnen,boyun eğmeyen,birey olduğunun farkında olan ve Cumhuriyet'in kendine sağladığı kazanımların bilincinde olan kadınlara sevgi ve saygılarımı sunuyorum ! Bir de buraya bir film bırakıyorum izlemenizi tavsiye ediyorum. Kitabı okurken aklıma direk bu film geldi. Ben çok etkilenmiştim. Direnen kadınların mücadelesi... imdb.com/title/tt3077214 Kitaplarla ve sevgiyle kalın. Direnenler er ya da geç mutlaka kazanacaktır !
Kadınlar
KadınlarEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 20202,036 okunma
··
160 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.