Gönderi

Birkaç yıl önce pazara "tadı güzel" bir gargarayla giren scope, listerine'in harbiden iğrenç tadından istifade etti. Peki listerine ne yapmalıydı? Listerine'in tadının "o kadar da kötü olmadığını" söyleyemezdi herhalde. Bu, tüketicilerin algı dünyasında olumsuz tepkilere yol açardı. Onun yerine, listerine, samimiyet kuralını enfes bir şekilde icra etti: "listerine: günde iki defa katlanmak zorunda kaldığınız tat." Şirket, ürünün tadının kötü olduğunu onaylamakla kalmadi, insanların bu tattan gerçekten nefret ettiğini de kabul etti (işte buna dürüstlük derim). Bu ise, listerine'in "mikroplara aman vermediğine" dair satış fikrinin güçlenmesini sağladı. Tüketici, tadı dezenfektana benzeyen bir şeyin mikropları kırıp geçirmesi gerektiğine kanaat getirdi. Böylece bir kriz daha, biraz ağır dozda olmakla birlikte samimiyet sayesinde atlatıldı.
Pazarlamanın 22 Kuralı
Pazarlamanın 22 Kuralı
Al Ries
Al Ries
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.