Gönderi

240 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
“... matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.” Kitabın son sözünü bu cümleyle yapmıştı Sabahattin Ali. Kitabın baş karakteri Yusuf’a yakışır bir son sözdü benim için. Son cümleye gelene kadar kafamda oturmayan hallerin bu son cümle ile baş karakter Yusuf’un karakterinin zihnimdeki eksik parçalarının tamamlandığını hissettiğim bir an oldu. Sessiz, duygularını kendi içinde yaşayan, onurlu bir delikanlıydı Yusuf. Annesi-babasının gözlerinin önünde öldürülüşünü sessiz bir şekilde kabul etti. Bu kabul ediş ona kendisini müthiş bir soyutlanmışlık hissi vermişti. Yusuf kendisini hiçbir yere ait hissedemiyor, hayatı üzerinde hiçbir hakka sahip olmadığını, evlatlık olarak alındığı Kaymakam Bey’in ailesiyle bütünleş(e)mediği gibi kendisini uzak da tutmuştu. Evde kendisine yakın bulduğu tek kişi belkide onunla aynı soyutlanmışlığa maruz kalan Muazzez idi. Muazzez, Yusuf için kendisini ait hissedebileceği tek kişiydi belkide. Kuyucaklı Yusuf, bize dönemin toplumsal sorunlarını, insanlar arası ilişkileri, sınıflar arası farkları taşraya kadar indirgeyerek göstermiştir. Tüm bunları toplumsal bir eleştiri şeklinde değilde var olanı yalnızca göstermek niyetinde olduğunu açık bir şekilde hissettirmişti. Olayların bütününün naif bir aşk hikayesi etrafında dönmesi kitabın bana göre en güzel olaylarından biriydi. Bir cinayet ile başlayıp Muazzez’in ölümü ile son bulan kitabın bu detayı, yazar için “ ölüm” ün bir tür kapı ile sembolize ettiğini düşündürttü. Kuyucaklı Yusuf, her şeyiyle güzel, naif bir aşk hikayesinin olduğu bir roman
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Ataç Yayınları · 2019176.4k okunma
·
27 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.