Boşlukları dinlemeyi öğrendim.
Hiçbir şey yapmadan öylece bakılabileceğini bir duvara.
Bir sandalyede öylece oturulabileceğini.
Ve sesleri dinlemeyi. Aradaki ezgileri duymayı.
Ailenin insan sayılarından, hatta takılan sıfatlardan bağımsız olduğunu.
Neyi geniş gönülle sahiplendiysen, onun ailesi olduğunu ve onun senin ailen olduğunu.
Üretkenliğin hikmetini, ama tükenebileceğini
Her şeye rağmen kelimelerin tılsımı olduğunu.