Atatürk, toplumun gelişmesinin, kalkınmasının ilk koşulunun, kadının yaşamda fiili eşitliğe kavuşması olduğunu görmüştür. Cumhuriyet'te kadın, ailenin temelidir. Kadın, hukuki ve fiili eşitliğe kavuşurken, aynı zamanda aile içinde gerek çocukların yetiştirilmesinde gerekse cumhuriyet kültürünün yetişen kuşaklara geçirilmesinde köprü vazifesi görür. Bu nedenle, sadece çocuğun topluma hazırlanmasında değil, ailede sağlıklı iletişim ortamının kurulmasında da önemli rol oynayan kadınlar, Atatürk'ün ifadesiyle "...hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar."
Sayfa 28 - Zerrin Öztürk/Tarihsel Sürecimizde Kadının Toplumsal Yeri