Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

276 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ege Adaları Sorunu
Necdet Hayta'nın, "1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunu" adını taşıyan kitabı, adından da anlaşılacağı gibi günümüzde de hala devam eden Ege Adaları sorunun tarihi geçmişi hakkında bilgiler vermektedir. Kitapta hamasi nutuklar, havada kalan sözler yok. Bunun yerine sebepler ve sonuçlar üzerinden hareket edilerek bir durum ortaya konuluyor. Bizim sınırlarımıza daha yakın oldukları halde niçin bu ada ve adacıklara sahip çıkamadık? Bu ada ve adacıkları savaşarak mı kaybettik ya da hibe olarak mı verdik? Birileri bize bu ada ve adacıkları verdi de bizimkiler mi almadı? (Süleyman Demirel'in 1970'li yıllarda Türkiye'de yaşanan petrol kriziyle ilgili cümlesi aklıma geldi. "Benzin vardı da ben mi içtim." ) Her dönemi kendi tarihi şartları içinde değerlendirmek gerekiyor. O dönemi de kendi içinde tüm çevresiyle birlikte değerlendirmek suretiyle gerçeğe yakın bir sonuç ortaya çıkabilir. Bu olayların içinde (değişen şartlar, ülkeler) tarafların bu duruma bakış açıları, çıkarları, menfaatleri, kayıpları ve tezleri ile Ege Adaları ele alınıyor. Tek bir yerden beslenerek ortaya çıkartılan bir çalışma değil. Yerli ve yabancı kaynak taraması yapılarak durum belgelerle anlatılmış. Kitabın konu başlıkları ise şu şekildedir: ++ Ege Adaları'nın Türk egemenliği altındaki durumu ++ Trablusgarp Savaşı ve Rodos ile 12 Ada'nın İtalya tarafından işgali ++ Balkan Savaşı ve Kuzey Ege Adaları'nın Yunanistan tarafından işgali ++ Ege Adaları ile ilgili anlaşma girişimleri ve Londra Barış Konferansı ++ Büyük devletlerin devreye girmesi ve Londra büyükelçiler konferansı ++ Büyük devletlerin kararlarını bildirmesinden sonraki gelişmeler ++ Lozan Konferansı ve Ege Adaları konusunda alınan kararlar ++ İkinci Dünya Savaşı yıllarında Ege Adaları sorunu ++ İkinci Dünya Savaşından sonra Ege Adaları ile ilişkili sorunlar ++ ve ekler 12 Ada ve Ege Adaları konusunda kritik nokta ise Trablusgarp Savaşı'dır. Trablusgarp neresi, 12 Adalar neresi diye bir soru haklı olarak ortaya çıkıyor. Yani ikisini bağlayan ne olabilir? Kitap okunduğunda iki farklı yerin nasıl bir bütün oluşturduğu da görülecektir. İtalya'nın Rodos ve 12 Ada'yı işgali ve bunu niçin yaptıkları da daha net anlaşılabiliyor. Ayrıca Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nın peş peşe gelmesi, Osmanlı'nın yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti'nin doğması, bazı sorunları çözmediği gibi var olan sıkıntıların çözümünü de Cumhuriyet'e bırakır. Arka arkaya gelen savaşlar neticesinde siyasi, ekonomik, askeri, nüfus bakımdan epey hasar almış bir Cumhuriyet yönetimi de daha ihtiyatlı hareket ederek var olan sınırlar içinde yaşayan nüfusun hayatını idame ettirmek için yeni çalışmalar içine koyulur. Bu adaların bizim açısından özellikle askeri ve siyasi önemi ile Yunanistan açısından önemi haricinde bir de sınırdaş olmayan devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda yaptıkları siyasi eylemleri de kitap içinde okuyoruz. Tek boyutlu yani Türkiye ile Yunanistan arasındaki meselenin dışında, birden fazla tarafın kendini konumlandırdığı bir yerde Türkiye'nin bu ateş çemberinden kurtulmak ve 12 Adaları almak için yaptığı siyasi çalışmalar da anlatılıyor. Kitap okundukça 'ben olsam şunu yaparım, bunu yaparım (ABD hariç)' söylemlerinin tamamen boş olduğu da ortaya çıkıyor. Çünkü ülkelerin kendi çıkarları birbiriyle örtüşebilir de çatışabilir de. Çatıştığı anda bazı konular da rahat hareket edilemediği dün de bugün de ortadadır. Osmanlı, Cumhuriyetten önce bazı topraklarını gücü olmadığı için kaybetmiştir. Esas bunun irdelenmesi gerekir. Nerelerde hatalar yapıldı? Hamasi nutuklar ancak söylemde kalıyor. Adalar meselesi sadece Osmanlı ya da Türkiye Cumhuriyeti'nin değil, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Avusturya, Rusya'nın da meselesi haline gelmiş. Her devlet kendi çıkarları olduğu yerde yeni arayışlar, yeni ittifaklar ve yeni yolların da arayışlarına girmiş. Bu mevzu da basit bir konu olmayıp çok boyutlu durumun önce anlaşılmasına ihtiyaç var. Daha sonra ise artılar ve eksilerinin iyi irdelenmesiyle başarı ve başarısızlığımız ortaya çıkabilir. Osmanlı'nın Adaları uzun yıllar elinde tutmasına rağmen (Girit ayrı tutulabilir…) nüfus aktarımı yapmamasına (yapamamasına değil) karşılık İtalya'nın 1912 - 1937 yılları arasındaki işgali altında geçen dönemde orada yaşayan Rumların dillerini, okullarını, ibadethanelerini dahi değiştirdiğini yazar İtalyan kaynaklardan yararlanarak yazıyor. (Osmanlı'nın ele geçirdiği adalarda nüfus ile fazla ilgilenmeyip sadece alacağı vergi ile ilgilenmesi oralarda Türk varlığını oluşmasını da engellemiş. ) Kitabı okudukça salt bir Ege Denizi ve orada bulunan adalar meselesinden çok, çıkar çatışmaların olduğu ortaya çıkıyor. Adalar meselesi okundukça, Balkan Savaşları ve devamında meydana gelen diğer savaşların da etkisi ve gölgesinin de göz ardı edilmemesini yazar da güzel bir şekilde anlatıyor. Trablusgarp, Balkan Savaşları, 1.Dünya Savaşı ve sonrasında 2.Dünya Savaşında bile bu konu önemini yitirmeden devam eder. İşte burada kamuoyunda seslendirilen bazı durumların cevabı da yer almaktadır. Türkiye'nin 2.Dünya Savaşındaki tutumu ne idi? Çok katmanlı bir mevzuyu tek bir savla açıklamak zor. O yüzden de tarihi gelişim süreci çok iyi irdelenmeli ve yazarda bunu güzel bir şekilde açıklamaya çalışmış. Yazar tarihi süreç içinde yaşananları aktarmış ve görülen o ki, bu sorun dünya var olduğu sürece de devam edecek. Hamasi nutuklar atanlar geçerli bir çözüm önerisi sunamamaktadır. Osmanlı Adaları Yunanistan'a mı kaybetti yoksa İtalya'ya mı? Biz uzun yıllar Yunanistan'la mı yoksa İtalya ile mi bu konuyu konuştuk. 2. Dünya Savaşı sonunda kaybeden taraflar savaş tazminatı olarak nereleri verdi ve kimler nereleri aldı? Savaşlar, anlaşmalar, antlaşmaların iyice bilinmesinde fayda var. Konunun anlatımı, kullanılan kaynaklar, karşılıklı tezlerin aktarımı ile 'Ege Adaları Sorunu' üzerine güzel bir çalışma ortaya çıkmış. Tarihe meraklı kişilere önerilir. Ayrıca bugünlerde bu konulardan çokça bahsedildiği için 'kerameti kendinden menkul' bir takım kişilere de bu kitap önerilir. Okuduğum kitap Atatürk Araştırma Merkezi yayınları olarak 2015 tarihinde yayımlanmış. Şu an baskısı olmamakla birlikte ancak sahaflarda bulunabilir. Bu kitabı 1 - 3 Ağustos 2020 tarihinde okudum. İnceleme yazısı ise 10 Ekim 2020 tarihinde 1000Kitap sitesine eklendi.
1911’den Günümüze Ege Adaları Sorunları
1911’den Günümüze Ege Adaları SorunlarıNecdet Hayta · Atatürk Araştırma Merkezi · 20158 okunma
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.