Galiba buna birazda ön yargılarımız neden oluyor. İclal Aydının iyi bir oyuncu olmasından dolayı yazarlığıda iyi yapabileceğini düşünmemiştim, hatta aynı şeyi Zülfü Livanelinin kitabını okuduğumda da yaşamıştım. Müzik alanında başarılı bir insan yazarlığıda aynı şekilde iyi yapacak değilya diye düşünmüştüm, meğersem bildiğimiz ve onları tanımamıza neden olan alanların dışında başka alanlarda daha da başarılı olabiliyorlarmış.. Galiba farkında olmadan ön yargılı yaklaşmışım ben bu iki yazarada..
Her kalp aynı buluşmayla oluşup benzer bir yarayla çürüyor üstelik...
Bir insanın yumruğu kadardır kalbi, derler.
Demek ki kalbin kadar insansın.
Avcunun içine düşen kalp kadar merhametin...
Umutsuzlukla tütsülenmiş bütün kalpleri, kendini kalabalığın içine savurup sağır ve dilsiz olmak isteyenleri, yalnızlığının kuyusunun başından ayrılmadan, durmaksızın kederinin yankısını dinleyenleri görür görmez tanırım.
Çünkü sana bu hikâyeyi anlatmak için uzun bir yoldan geliyorum.
devamın ekleyeyim dedim
Gülse Birsel'in kitaplarını hiç okumadım. Ama tarzını tahmin edebiliyorum, kesin komiktir :)) Avrupa Yakasını severek izlerdim eskiden.. Kitaplarıda aynı dizisi gibiyse o zaman okunmaya değer :))
:) Geçen yıl severek okuduğum bir kitaptı "Bir Hicran Kafes", ve İclal Aydın'a ait okuduğum ilk kitaptı.. Kitap bende güzel etkiler bıraktı, hatta İclal Aydının bu kadar iyi bir yazar olabileceği hiç aklıma gelmezdi.. Devamını eklediğiniz alıntı bende okuduğum dönemde kitaptan aldığım keyfi ve etkilerini canlandırdı yine, paylaşımınız için teşekkürler Cemre hanım...