Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

PUT - BALTA - İBRAHİM Ali Rıza KAŞIKÇI Put... İbrahim devrinin putları bir yerde toplanmış, öyle hareketsizce bekliyorlardı. Yeri belliydi hepsinin. Bir İbrahim çıktığında gidip putları nerede hazır bulacağını biliyordu. "Kırılacaklar Listesi" sabitti. Hem sayısı da azdı. Dört büyükler... Yardımcı putlar... Yardımcıların yardımcıları... Peki, şimdi öyle mi? Şimdi putlarımız hayatın içine karışmış! Canlanmış her biri! Menat'lar, Uzza'lar, kalkmış yerlerinden, her biri tutmuş bir köşeye. "Kırılacaklar Listesi" ciltlere sığmaz olmuş. "Ne Derler Acaba Putu" oturmuş yüreğimizin başköşesine. Putlar, tapıcılarından daha hızlı, daha güçlü hâle gelmiş. Kimisi kaç beygir gücünde binek olmuş, kimisi "akıllı ve konforlu" tünek! Öylesine canlı, öylesine iştahlı putlar, kendine tapanların ruhunu sömüren canavarlara dönüşmüş. Tapan sömürüldükçe tapmış, taptıran sömürdükçe taptırmış! Bir de put kırma işlemi bu zamana göre nispeten kolaydı. Kırılabilirliği vardı, maddesel putların. Fiziksel bir güç onların bütünlüğünü bozabiliyor, hepsini tuzla buz edebiliyordu. Paramparça olduklarında tamir olmaları, ayağa kalkıp cansız cansız bakmaları mümkün olmuyordu. Yani kırılmak istenildiğinde, şartları zorlayıp İbrahimce bir duruş sergilendiğinde putların sonu gelebiliyordu. Peki, şimdi öyle mi? Putlar, kırılmaz bir derinliği bürünmedi mi? Ruhlara ve kalplere girmedi mi? Putlaştırman onca fikir, dimağlarda kök salmadı mı? Önceleri putlar kırıldığında başlayan, putların bıraktığı iz kırılması şimdi neden gerçekleşmiyor? Yani putlar kırıldıkça güçleniyor mu? Artık meta ve madde putları değil de statü, toplumsal var oluş, moda, beğenilme, kültür-sanat, hatta ve hatta iman ve inanç putları çıkageliyor karşımıza. işte yeni nesil putlar... Eşya ve nesneyi de geçip düşünsel bir put haline gelen fikirler. Sorgulamayı bırakmış aklın, körü körüne kalpten bağlandığı kanlı-canlı putlar. Kırması zor. Parçalaması güç. Bir arada değiller. Her yerde ve her şekildeler. Akılsız kalplere ve kalpsiz akıllara yuvalanmış bu putları kırmak ne İbrahimce bir duruşa muhtaç! Bu görünmez fakat görünen putlardan katbekat daha güçlü putlarla savaşmak, PUTKIRAN bir şahsiyetin bu çağdaki İbrahimi vazifesidir. Balta... İbrahim'in baltası. Ağaçtan bir sap ile metal bir cisim. Putlarla aynı neredeyse. Ağaç, metal, toprak... Putlar o vakit kendiyle aynı türden olan baltalardan korkar. Baltayı bulmak kolay, peki İbrahim'i bulmak? İbrahim olmak... Asaf Hâlet Çelebi, ne diyordu şiirinde? ibrahim! / içimdeki putları devir, / elindeki baltayla. / Kırılan putların yerine, / yenilerini koyan kim? Her tarafı kırılmaz ve görünmez putların sardığı bu çağda sen bir balta bulabildin mi kendine? Put kırıcısın fakat elindeki baltaya tapıyorsun ne haber? Ya elindeki balta kıracağın putların yerine geçtiyse! Eyvah. Balta girmemiş putlar diyarında kalanlardan ne farkın kalır? Sen fikir putları ihlas baltasını kuşanmadan nasıl kırabilirsin? Doğru ya. Önce baltanın sapından tutmalısın. Daha seninle put kırma yolcuğuna çıkacak yegâne dostunun elinden bile tutmadın! Baltan ile gönül fırınına bir gün olsun odun kırmamışken, nasıl da senden milenyum putları kırmayı bekleyebilirim? Baltayı anlamamışken, onu yâren, yoldaş ve dost kabul etmemişken onunla bir olup bütün putları kıracak ve en büyük putun boynuna baltanı asacaksın? İbrahim... Çağımızın fikir putlarını tefekkür ve idrak baltasıyla yaralayan Cemil Meriç şöyle diyor: "Büyük adamın kaderi put kırıcılık. Bu putlar bir dönem onun da mabudu olmuştur... Ve bilir ki yeni bir dünyanın, daha güzel bir dünyanın yolunu açmak için bu sevimli oyuncakları parçalamak zorundadır." Put çok... Diyelim ki o eşsiz, sağlam, kırılmaz baltayı da buldun. Peki ya İbrahim. Mesele put kırmak mı yoksa İbrahim olmak mı? Nemrut'ları karşına alabilecek misin? Ağzından salyaları akan put seviciler seni düşman ilan edecek. Niye biliyor musun? Çünkü onlar, putlarına gelen hediyelerle geçiniyorlar. Çünkü onlara o güzelim makamlarını putları bağışladı. Çünkü onlar putlarıyla var! Putlar yok olunca onlar da yok. Onlar için bu savaş var olma savaşı! Bu çağ dolu dolu putlar yetiştiriyor. Sen İbrahimler yetiştirebiliyor musun? Sen İbrahimce bakabiliyor musun? O puta tapan bir adamın oğlu iken bunları yaptı. Sen putları kıran İbrahim'in ümmetiyken ne yapıyorsun? Görünmez, sarsılmaz, kırılmaz denen putlar da görülür, sarsılır ve de kırılır. Yeter ki sen, İbrahimce bak! Göreceksin! Yeter ki sen İbrahimce sarsıl! Sarsacaksın! Yeter ki sen ibrahimce tut baltayı! Kıracaksın!
Sayfa 6 - FilintaKitabı okudu
··
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.