Gönderi

İrfan Ülkü, Madanoğlu'nun Türkeş'i kurşuna dizdireceğini, ancak bunu o dönem CIA İstasyon Şefi olarak Türkiye'de görev yapan Türkeş'in arkadaşı Ruzi Nazar'ın engellediğini iddia eder. Buna göre Nazar, meseleye CIA ve Amerikan devletini katmadan kendi başına bir plan yapar ve ABD büyükelçisine Cemal Gürsel'le acil bir randevu ayarlamasını söyler. Büyükelçi, "Önemli bir durum mu var?" diye sorar, Nazar ise bu soruya, "Bir görüşsek iyi olacak, size anlatırım," yanıtını verir. Ülkü, sonrasında yaşanan gelişmeleri şöyle anlatmaktadır: Gürsel, Nazar'la büyükelçiyi hemen kabul etti. Biraz sonra Nazar, devlet başkanına Türkçe, "Sayın Gürsel, duyduk ki Türkeş'i kurşuna dizdirme kararı almışsınız" diyerek söze girdi. Büyükelçi de dinliyor, fakat konuşulanların tek sözcüğünü bile anlamıyordu. Nazar karşısındakinin konuşmasına fırsat vermeden devam etti: "Böyle bir şey yaparsanız ya da yapılmasına göz yumarsanız, Amerikan Hükümeti bunu hiç hoş karşılamayacak, bu cinayet iki ülke ilişkilerine gölge düşürecektir. Ayrıca, böyle bir şey yapılacağına ihtimal vermiyorum." Gürsel şaşırmıştı. Bir süre sessizlik çöktü çevreye. Sonra Gürsel yerinden kalkarak, "bana birkaç dakika izin veriniz" deyip, yan odaya geçti. Nazar ise kuşkulanmaması için büyükelçiye o sırada masal anlatmakla meşguldü, ama yüreği hızla çarpıyor, heyecanı giderek artıyordu. Belki de Türkeş çoktan öldürülmüştü. Biraz sonra Gürsel döndü ve Nazar'a "mesele hallolmuştur" dedi, "böyle bir ihtimal olsa bile, artık tamamen zayi oldu." (Ülkü, 2008, 132-133) Ülkü'ye göre, eğer Amerikan devleti Nazar'a bu yaptığıyla ilgili olarak hesap soracak olsaydı, Nazar kendini, "Türkeş bizim dostumuzdur. Ölümü Türkiye'yle ilgili yakın gelecekteki planlarımızı sekteye uğratabilir. Bu nedenle çok ani müdahale etmemiz gerekti," diye savunacaktı. Ancak böyle bir şeye gerek kalmamıştı, çünkü olay hiçbir şekilde Washington'a yansımamıştı. Ülkü'nün iddiası doğru ise, yani Türkeş'in idamını Nazar engellediyse, bunu ABD' den habersiz olarak ve bütün kariyerini tehlikeye düşürecek, hatta ceza almasına yol açabilecek şekilde yapma, yani bir devlet başkanına yarı tehdit anlamına gelen bir uyarıda bulunmuş olma ihtimali son derece düşüktür çünkü ABD büyükelçisi mutlak surette görüşmede ne konuşulduğunu öğrenmek isteyecek ve bunu Washington'a rapor edecektir. Aynı şekilde CIA'in de bir ajanın bir devlet başkanıyla ne görüştüğünü bilmek isteyeceği açıktır. Dolayısıyla eğer böyle bir hadise yaşandıysa, ABD'nin devreye girerek bu iş için büyükelçi ve Nazar'ı Gürsel'e yollamış olduğunu düşünebiliriz.Ancak her iki ihtimal için de herhangi bir kanıt sunmamız imkansızdır. Neticede Türkeş kurşuna dizilmez ama tasfiye etmeye çalıştığı rakipleri tarafından 13 Kasım 1960 günü arkadaşlarıyla birlikte MBK' dan tasfiye edilir ve yurtdışına sürgüne yollanır.
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.