Gönderi

Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) 1960'ların başında bir yandan Türkiye İşçi Partisi'nin kurulması, öte yandan Yön dergisinin yayın hayatına başlaması, 27 Mayıs Anayasası'nın getirdiği özgürlükçü ortamda sol klasiklerin Türkçeye çevrilmesi gibi gelişmeler gençlik arasında sosyalizm fikrinin hızla yayılmasını beraberinde getirmiş, üniversitelerdeki solcu öğrenciler fikir kulüplerindeki etkinliklerini artırarak bu kulüpleri sosyalist düşünceyi diğer öğrencilere aktaracak araçlar olarak kullanmaya başlamışlardır. 1960'ların başında fikir kulüpleri arasında en faal olanı Ankara' daki Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Fikir Kulübü' dür. Az sayıda üyesi olsa da fikir kulüplerinin ilk sokak eylemini SBF Fikir Kulübü düzenlemiş, 17 Nisan 1963'te Köy Enstitüleri için bir yürüyüş yapılmıştır. 17 Mart 1965'te ise Kozlu maden işçilerine destek için yine çok az sayıda öğrencinin, yaklaşık 80 kişinin katılımıyla bir yürüyüş düzenlenmiş, en önde yazısız bir siyah pankart, arkalarda ise "Amele değil işçi", "Kurşun hak değil", "Mebusa zam işçiye gam", "Satılık basın, sarı sendika, mutlu azınlık", "Memlekette patronlar mı hakim kanunlar mı", "Tarihi uyanışı kurşun durduramaz" yazan pankart ve dövizler yer almıştır. (Yıldırım, 2008: 44) Bu yürüyüş, basında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırmış, işçi sınıfı ile öğrenci hareketinin yan yana gelişi ve sol fikirlerin yaygınlaşması açısından önemli bir eşik anlamına gelmiştir. Aynı yıl yayımlanmaya başlayan Dönüşüm dergisine İslamcıların düzenlediği saldırı fikir kulüplerinin tek bir çatı altında birleşmesine giden yolu hızlandıran hadiselerden olmuştur. 9 Haziran 1965 tarihli Akşam gazetesi hadiseyi şöyle haberleştirmiştir: SBF öğrencilerinin önceki akşam Kızılay'da Dönüşüm dergisini satarken kendilerine mukaddesatçı gençlik adını takan bir grubun saldırısına uğrayıp tartaklanması ve polisin de tarafgirane bir tutumla öğrencileri copla dövmesi üniversiteler arasında büyük bir tepki uyandırmış ve olay protesto edilmiştir. SBF-FK, Toplumcular Derneği, Hukuk Fakültesi Sanat ve Fikir Ocağı ile ODTÜ-FK yayımladıkları ortak bildiride "Olayların benzeri 27 Mayıs öncesinde de oldu. Genç adam Kızılay' da, kendi üniversitesinde kurşunlandı. Ne var ki bunları yapanların sonları belli. Bugün anayasayı çiğnemenin yeni örnekleri veriliyor. Buna karşı her türlü direnme hakkını kullanacağız" derlerken, ODTÜ-FK ve SBF-FK başkanları, Cumhurbaşkanına, hükümete, partilere çektikleri telgrafta polisin tutumunu kınamış ve "gericiliğin ve faşizmin gelişini desteklemek namussuzluktur" diye haykırmışlardır. (Yıldırım, 2008: 45) 12 Kasım 1965'te SBF kantininde bir toplantı düzenlenir. Toplantıya Ankara'daki on iki yüksek öğrenim kurumundan 126 kişi katılır ve burada bir federasyon kurulması kararı alınır. Kısa süre içerisinde bir kuruluş bildirisi ve tüzük hazırlanır. 17 Aralık 1965 günü de kuruluş dilekçesi Ankara Valiliği'ne verilir ve Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) resmi olarak kurulmuş olur. FKF'nin amacı tüzükte şöyle anlatılmıştır: Fikir Kulüpleri Federasyonu bilimsel düşünme ve davranma yetisine ulaşmış yüksek öğrenim gençlerinin aralarındaki dayanışmayı karşılıklı eğitime iş ve eylem birliğine dayanan örgüttür. Fikir Kulüpleri Federasyonu, gençlik yurt ve dünya olaylarını bir bütün olarak alır, gençlerin mutluluğunu, insanın kendini yetiştirebileceği olanakların var olduğu bir düzende görür, bu ileri düzene ulaşabilmek için gençlere ödevler düştüğü kanısındadır. Gençlerin ödevlerini yerine getirebilecek olgunluğa erişmesi, bilinçlenmesi, eş güdümlü ve örgütlü eylemlere girişerek yurda ve dünyaya yön verebilmesini amaçlar. Tüzükte sosyalizm ifadesi doğrudan yer almamışsa da, ''insanın kendini yetiştirebileceği" ve "ileri" düzenle kastedilenin sosyalizm olduğu açıktır. Bu düzene ulaşabilmek için gençlere de ödev düşmektedir ve mesele sadece ülkeyle sınırlı değildir, tüm dünyaya dairdir, dolayısıyla FKF'nin enternasyonalist bir karakter taşıdığını söylememiz mümkün görünmektedir. 19 Nisan 1966' da FKF, antiemperyalist karakterli ilk eylemini düzenler ve ABD Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye gelişini protesto eder. Bu protestoyu, Tercüman gazetesi şöyle haberleştirmiştir: Rusk'un geçiş yolu olan Lozan Meydanı ile Kızılay arasında toplanmaya başlayan ve ellerinde pankartlar taşıyan gruplar bakanın yolunu değiştirmesi üzerine Halkevi genel merkezi önüne gelmişlerdir. Olayı daha önce haber alan ilgililer Kavaklıdere civarında tertibat almışlar ve gençlerin yürüyüşüne mani olmuşlardır. İlk olarak polise mukavemette bulunan 17 genç nezaret altına alınmış, diğerlerinin yakalanacağı sırada normal seferini yapmakta olan bir belediye otobüsü meclis durağına yanaşmıştır. Belediye otobüsüne binerek kaçmak isteyen gençleri otobüsü durdurarak polis aşağı indirmiştir. "Nato ve Cento bağımlılıktır" diye bağıran ve ABD'nin tutumunu tasvip etmedikleri yolunda çeşitli pankartlar taşıyan SO'e yakın genç adalete sevk edilmiştir. Sorgunun uzaması üzerine Prof. Muammer Aksoy'un kefaletiyle gençler serbest bırakılmışlardır. 70 kişinin mahkemeye sevkini protesto etmek amacıyla SBF öğrencileri ve yargılanan bir grup öğrenci Zafer anıtına siyah çelenk koydu. Bu arada bazı gençler protestocuların üstüne yürüyerek çelengi parçaladı. Orduevine yemeğe gelen Rusk'u bir grup öğrenci yuhaladı. MTTB (Milli Türk Talebe Birliği) 2. başkanı ise "konuksever Türk gençliği mel'un hadiseyi tel'in eder, Dean Rusk'a hoş geldiniz der" demiştir. (Yıldırım, 2008: 54) 1968 yılında, MTTB'nin öncülüğünde bir "şahlanış mitingi" düzenlenir. Bunun üzerine 27 Mayıs Milli Demokratik Devrim Derneği "emperyalizmle işbirliği halindeki dinci gericiliğe karşı" bir araya gelme çağrısında bulunur. Bu çağrıya 20 örgüt temsilcisi katılır ve 27 Mart 1968'de Türkiye Devrimci Güç Birliği (Dev-Güç) kurulur. Yürütme kurulunda ise 27 Mayıs Milli Demokratik Devrim Derneği, FKF, DİSK, TMTF (Türkiye Milli Talebe Federasyonu) ve TÖDMF (Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu) yer alır. Aynı yıl FKF "Vietnam Kasabı" olarak bilinen Robert Komer'in Türkiye'ye büyükelçi olarak atanmasının ardından yaptığı ODTÜ ziyaretinde çok büyük bir eylem yapılır ve Komer'in arabası yakılır. ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü'nden yapılan açıklamada bu eylem için, "Bu gerçekten ikinci kurtuluş savaşımızın ilk meşalesiydi," denilecektir. (Odabaşı, 2017: 348)
34 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.