“Kelimeleri durdukları yerden toplarken ben ve cümleden selâmetle sıyrılmak için okuyucu yüzüne sirayet edecek yazıcı uykusuzluğuna düşe kalkarken ben. Başladığım isimdi, bitirdiğim ateş. İsimle ateş arasında dolandım durdum. Bu hikâyenin adını İsimle Ateş Arasında koydum.”
İnce bir iş işler gibi kelimeler işleyen Nazan Bekiroğlu bu satırlarla dahil ediyor bizi yolculuğuna. Onun bu gözbebeği satırlarını uzun bir nefes alıp üzerinde düşünerek okumalı. Bu satırlar bize, bir zamanlar gücüyle seferleri zaferle sonuçlandıran yeniçerinin o seferlerden yenilgiyle dönüp gözden düşmesiyle Vaka-I Hayriyye diyerek ortadan kaldırılmasını anlatıyor. Bunun yanında bir aşk var karşımıza çıkan. Nihade ve Numan’ın aşkı. Ya da ona esamedeki adıyla mı hitâp etmeli?