Gönderi

İnsan, işlediği günahların esiridir. Öyle bir esaretdir ki bu, bazen ölene kadar peşini bırakmaz. Ölünce bile yapışır cana. Bu esaretten kurtuluş için tek başına tövbe etmek işe yaramaz, Hz.Vahşi gibi af yolunu tutmak gerek, bu hayalle yanmak, kavrulmak gerek, sevdiğinin yoluna canını koymak gerek. Düşünmek, idrak etmek gerek. Yoksa lafla peynir ekmek gemisi yürümez. Pişkinlikle hatalar örtülemez. Bir an önce temizlenmek lazım, bunun içinde ateştlerde öyle bir yanacaksın ki, tutuşacaksın ki, seni gören "halinden azlolmuş, yeniden doğmuş" diyecek. Bu uğurda da kimin ne dediğine takılmayacaksın. Takılıyorsan, zaten yanmamışsın, pişmemişsin demektir. Çiğlik, esaret, yara bere hala özünde demektir. Neticede herkes kendi günahının bedelini er ya da geç öder; ateşinde yanar ve pişer, esaretinden kurtulur ya da kölelik ateşine çalı çırpı taşır. Bende bir günahın bedelini ödüyorum. Kimse görmese de, bilmese de içten içe yanıyorum. Allah biliyor. Bugün üzülüyorum, belki yarın gülerim. Mesele gülmek de değil zaten. Esaretten kurtulmak, temiz olmak, sevgiliye böyle bir kucak açmak... Ne diyelim; nasip, her şey nasip...
·
4 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.