Yazarın ilk okuduğum kitabıydı.Yakın geçmişte yaşanan , o tarihlerde bizlerinde yeterince algılayamadığı , uygar geçinen ülkelerin sessiz kaldığı Bosna katliamı tarihin utanç ve acı dolu sayfalarına geçen bir olay. Bu konu ile ilgili kitapları okumayı, filmleri izlemeyi her ne kadar acı verse de yaşananları unutmamak adına ölen ve acıları halen yüreklerinde taze olan insanlara borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Bu kitap polisiye gibi gözükse de Bosna katliamını yaşayan insanların savaş sonrası yaşadıkları travmayı çok güzel dile getirmiş. Satırları yaşar gibi okuyorsunuz. Yaşanan acıları orada gibi tüylerim ürpererek okudum. İşkence kampında yaşlı bir kadın dışında kurtulan kimse yok sanılıyordur. Aslında küçük bir çocuk kurtulmuştur. Ancak beyni yaşadıklarını kabul etmediği için geçmişini hatırlamamaktadır. Bundan sonrası kitabın sayfalarında gizli.
Bosna'ya gittiğimde ne güzel doğası, ne de sıcakkanlı insanlarını gözüm görmüştü. Her yerde savaşın izleri var. Basit bir sokakta, bir çocuk parkında her yerde savaş döneminde ölen genç,yaşlı bir çok insanın isimleri olan tabelalar var. İnsanlar acılarını yüreklerine gömmüş ve hayata tutunmaya çalışmışlar. Ama okuduğum her isimin bir yaşam olduğunu , geride bıraKtıklarını ,yaşadıklarını hatırlamak kötüydü. Bosna güzel insanların yaşadığı, muhteşem coğrafyaya sahip hüzünler ülkesi .