Eğer yaşamak
kelimesinin mânası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap
çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lâhza
duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde
durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en
derin şekilde yaşıyorduk. Yok, bu kelimenin içinde biraz ruh
ve imkân genişliği, birtakım hakları duymak, o içten
sevinmeler, dışa karşı bir parçacık güven, etrafınızla müsavi
şartlar içinde rahat bir karşılaşma falân varsa, o zaman iş çok
değişir.