370 - Duyabildiği. Ancak duyduğunu yankılandırırdı.
Gördükçe inişli çıkışlı kırlarda dolaşan
Narcissos'u tutuştu yüreği, izledi onu gizlice;
Daha çok yaklaşıyordu yakıcı yalıma izledikçe
Onu. Bundan hızlı yanmazdı yalımın değmesiyle
Işıldağın kükürdü, öyle yanmışu yüreği. Kaç kez
Yanına sokulmak, tatlı dille yalvarmak istemişti.
Engeldi buna doğa. söze başlayamazdı. Yol açıyordu
Yine doğa Narcissos'un sözlerinin bitiminde, yanıt
Vermesine. Bağırmış arkadaşlarından ayrılan çocuk:
Kim var yakında? Kim var diye yansıttı sesi Echo.
Susmuş şaşırmış. bakınmış çevresine Narcissos,
"Gel" diye bağırmış. yankılanmış bu ses de.
Bakınmış geriye çocuk, görmemiş gelen giden
Kimseyi. "Ne kaçarsın benden" bağırmış o da
Yankılanmış. Kandı sesin yankısına böyle Narcissos
"Birleşelim" dedi, "birleşelim"i yankııtı Echo.
Bütün sözlerden tatlı gelirdi ona bu yankı,
Bu sözlerde saklıydı dileği. Geçti kendi sözleriyle
Kendinden. Ormandan çıkmak, kollarını sevgilinin boynuna
Dolamak istedi, özlemle. Kaçarken kaçardı o da:
Çek beni kucaklam ak isteyen kollarını diyordu .
Ölür de veririm sana kendimi; "veririm sana kendimi"
Yankılandı söylenenlerden ancak. Çekilmiş ormana
Nice sövülmüşlükle. Gizler yüzünü utancını yapraklar,
Yalnız yaşar ormanda oyukta, gönlünde sevgi
Acı çatışır. Tüketiyor bitkin gövdesini bitmeyen
Kaygıları, yakıp kurutuyor derisini gün gün eriyişi,
Dağılıp yele karışıyor ıslak özü gövdesinin, ona kalan
Bir ses bir de kemik. Sesi durur, bir kaya biçiminde
Kemikleri, öyle söylenir. Yerleşmiş ormanlara o gün,
Dağlarda görünmez olmuş. Oradan duyurur sesini kim
Çağırısa, bir sestirondan kalan, yaşayan. Bundandır
Dağlarda, sularda yaşar bölük bölük nymphalar,
81
*****
404- Delikanlılarla alay eden yankılar. Kaldırıp ellerini
Göğe haykınnış biri: sevsin de kavuşmasın sevdiğine
O da, budur dileğim. Doğrulamış Rhamnusia bu yakarışı, Gümüş gibi parlıyordu o yörede bir oluğun suları ,
Ne güdücüler. ne dağlarda otlayan keçiler, ne de başka
Bir sürü ayak basmış oraya. Ne uçan kuşlar
Ne hayvanlar, n e ağaçlardan dökülen yapraklar
Bulandırabilir o suyu. Yeşil otlarla çevrili
Hep ıslak, ağaçlar korurdu kızgın güneşten.
Durmuş bir av dönüşü yorgun çocuk burada,
Dalmış suyun pınl pırıl görünüşüne,
Gidennek istemiş susuzluğunu. içmiş sudan,
Bir başka susama, başka yanma duymuş içinde.
Tutulmuş suda gördüğü güzel yüze, gövdesiz
Güzelliğe. Bir de gövdesi olsaydı, demiş içinden.
Sevmiş kendi kendini. Paros mennerinden bir yontu
Gibiydi, oynamazdı yüzünde bir çizgi bile. Uzanmış
Ollann üstüne, bakmaya koyulmuş ikiz yıldızlara
Benzeyen gözlerine, ya Bacchus'a, ya Apollo'ya yaraşan Saçlarına doyasıya, bakardı ince tüylü yanaklarına,
Fildişi gibi ak boynuna, güzel ağzına, göreni
Şaşırtan kızıl saçlarına. Kendi kendini çekiyordu
Bilmeden içi, seven de sevilen de kendisi. Kendini
Yakan yalımdı tutuştunnak istediği yine. Kaç kez
Öpmüş bu yanıltıcı suyu, daldınnış kollarını
Gördüğü boynu tutmak, ona dolanmak için, boşuna.
Bilmezdi ne gördüğünü, yakardı içini bu gördüğü.
Oyalar, tüketirdi onu bu gördüğü gözler. Neden
Koşarsın bu yalancı görüntüyü tutmak için ey kolay
inanan çocuk? Gerçek değil istediğin. çevir başını
Anlarsın yokolduğunu. sevdiğin, vunılduğun görüntünün. Yansıyan görüntündür gördüğün, seninle gelir gider,
Bir gücü yok kendince, uzaklaşır o da seninle.
Ne açlık, ne yorgunluk duymuş, oradan ayrılmamış,
Uzanmış yere, bıkmadan bakar dururmuş görüntüye,
82
******
439- Bu boş nesneye. Kendi gözlerinden olacaktı yıkımı, Doğrulmuş yavaşça, uzatmış ellerini çevresini
Saran ağaçlara; söyle ey orman var mı yazgısı
Benden daha kara bir seven? Sen bilirsin ancak bunu.
Sen oldun nice sevene gizlenecek yer, sığınak.
Var mı bunca çağlar içinde benim gibi
Yokolduğu söylenecek biri daha, sevgiden?
İşte görürüm, beğenirim sevdiğim güzeli, bir türlü
Bulamam nedense, yanılır mı sevenler böyle?
Bitirir beni bu acı. Ne deniz. ne uzaklık, ne dağ,
Ne yol, ne kermenler, ne de kapalı kapılar var
Aramızda.Bir ufacık sudur engelimiz, o da yanar
Bana kavuşmak için. Kaç kez akar suya eğildim
Kondurayım ona diye dudaklarımı, yaklaştırdı
Yüzünü bana.Dokunacakken ufak engel girer araya.
Kim olursan ol, çık yukarı ey biricik sevgili
Çocuk,nedeneğlenirsinbenimle?Nekaçarsın?
Ne güzelliğimden, ne yaşımdan kaçılır benim,
Nymphalar beni de sevmişti günün birinde. Bilmem
Nedir sevimli, sevgili yüzünün verdiği umut bana,
Ne gün uzatsam kollarımı sana, uzatırsın sen de
Seninkileri. Gülersem gülersin, ağlarsam ağlarsın,
Görürüm yaşardığını gözlerinin, kaş göz etsem
Oynatırsın kaşını gözünü sen de. Kımıldanır
Mutlu ağzın, yaptığımı yaparsın, sesin gelmez
Kulağıma. O benim işte, seziyorum, kandırmıyor beni
Biçimim, yanarım içimdeki yalımla, ben beni sevmişim.
Neyleyim, o mu yalvarsın ben mi? Neden yalvarayım?
Özlediğim özdeşim, çok umdum azı da bulamadım.
Neden kurtulamam gövdemden? Şaşılası bir iş seven
İçin, sevdiğimden uzak kalmak isteyişim. Bitirir
Beni bu acı, çok yaşamam, ölürüm bu genç yaşımda.
Acıdan kurtaran ölüm ağır değil benim için,
Çok yaşasın sevgilim. dileğim bu.Tükenecek
Soluğumuz birlikte, bağlıyız birbirimize.
84
******
474- Dalmış, acılar içinde. bakar dururkendi yüzüne, Görüntüsüne, suyu bulandırmış gözyaşları, silik
Bir yüz yansımış suya. Bağırdı görünce
Uzaklaştığını görüntünün: Gitme, nereye acımasız?
Bırakma seni delice seven beni. Dur bakayım
Doyasıya. dokunamadığım güzele. kansın ona şu
Acılı sevgim. Acılar içinde atmış giyeklerini,
Dövmeye başlamış elleriyle mermer gibi göğsünü.
Derisini kızartmış artlarda yumruklar. yemişlerde
Görülür böyle ak üstünde übck ühck kıı.artılar.
Bir de yarı olmuş üzüm salkımlarında erguvan
Rengini andıran bir kızıllık. Görünce durgun
Suda görüntüsünü, geçmiş Narcissos'un öfkesi.
İnce bir yalımla eriyen sarı balmumu ya da
Güneşin ilk ışınları altında çiğler gibi akan.
Yanıyor. erim erim eriyordu sevgiden. Kurutmuş onu
İçinde gizlenen yalım·. yavaş yavaş tüketmiş.
Gitmiş eski güzellik, alım, parıltı. Ne sağlık. ne
Güç kalmış. bozulmuş Echo'nun gönlünü çeken
Görünüm , Acımış ona Echo kızmasına karşın,
Unutmuş hıncı böyle görünce. Kaç kez "yazık"
Bağırmışsa bu mutsuz delikanlı, "yazık" deye
Yankımış o sayıda. Narcissos döverken göğsünü
Yumruklarla yankıtırdı bütün vuruşlarını Echo.
Son kez baktı suya, şunları söyledi: Ey gidi boşuna
Sevdiğim çocuk. Bu seslerle çınlamış ortalık.
Sayfa 81 - Payel