Çoğalan biz miyiz? Dur bakalım ellerimiz mi
Kişi nasıl da büyüyor ansızın sevişirken
Keskin bir çelik mavisi ışıyor gözlerinde
Bir kalyon açılıyor denizlere pupa yelken
Sevişmek; yalansız bir tarih olmak değilse, ne
Bir düş mü yoksa; kişinin bir çok olması, birken
O nasıl bütünlenmek, Tanrı’ya mahsus ve hür
Bir yangında gözler, dudaklar, eller değişirken
Bitmez açlığı tenin, doyumsuz bir sofra bu şey
Krallar ve dilenciler yalnız o yerde eşit
Anlatılan sevişmektir düpedüz, sevişmek derken
Her şey apaçık, o kadar sade, o kadar duru
Ey Tanrısal çaba, ey mutlu son, ölümsüz çoğul
Niçin bu kavgalar ve savaşlar! Sevişmek varken