Van Dijk, günlük konuşmalar içinde ırkçı tutumlarının sosyal ve hukuki açıdan kabul görmeyeceğini bildiği için böyle damgalanmaktan endişe eden, buna karşılık önyargılarına rasyonel bir açıklama getirmeye çalışan bireylerin kullandığı bir diğer yaygın formülasyonun altını çizer: “….’lere karşı değilim ama …” Bu formülasyonda boş bırakılan yerleri “Kürtlere, Alevilere, Romanlara, Türkiye’de çalışan yabancı kadınlara” gibi sözcüklerle doldurduğumuzda, aslında ayrımcılığı bu türden açıklamalarla üzeri örtülü hale getirme, hoşgörülür kılma biçimlerinin günlük konuşmalarda olduğu gibi medyada da ne kadar yaygın olduğunu kolayca fark edebiliriz.