Sonunda bitirdim. Bazı kitaplar beni cidden kitap okumaktan soğutuyor ya. Uzun bir inceleme yazmak istemiyorum. Neden beğenmediğimi yazıp gideyim. Kitaba başlarken çok daha farklı bir şey bekliyordum. O kadar da ismiyle alakasız bir kitap değil ama bütün olaylar fani bir insanın etrafında şekilleniyor. Son 100 sayfaya kadar başroldeki adamın olayını anlayamıyorsunuz bir de. Lezzetli bir konunun 700 sayfalık zırvalama sonucu heba olduğunu düşünüyorum. Yazar kitabı yazarken Amerika’da gezmedik yer bırakmamış, kitapta geçen her yeri gidip görmüş ama olay bundan ibaret. Tonlarca betimleme yapılıyor ama mekanlar bir türlü içine çekemedi beni. Ana karakterin sürekli yer değiştirmesi yüzünden olabilir. Bir süre sonra olayın nerde geçtiği önemini yitiriyor çünkü oradan da başka bir yere gideceğini biliyorsunuz. Kitapta büyük bir savaştan bahsedilip duruluyor. Bu savaşın iki tarafı var. İki taraf da tanrı (sözde). 600 sayfa boyunca bu savaşın hazırlığı anlatılıyor ama hiçbir beklentiyi karşılamıyor kitabın sonu. Okuduğunuzda göreceksiniz, sürekli birileri gaza geliyor, bizim ana karakter(haliyle biz) ne olduğunu bile anlamıyor, anca getir götür işlerine bakıyor. Ara sıra sosyal mesaj vermeye çalışılmış gibi geliyor ama ne alaka? Yazar kitabın mistik/fantastik mi bilim kurgu mu yoksa polisiye mi olacağına karar verememiş, hepsinden biraz biraz koymuş gibi sanki. Cidden 700 sayfaya neler neler sığardı diye düşündükçe içim gidiyor ya. Biraz olsun epik bir şey bekliyordum, üzüldüm. İşin kötüsü kitabı sevmediğim için sakız gibi uzadı. Kitap okuma hevesimi de kaybettim. Gideyim Witcher’a başlayayım bi kendime geleyim.

Amerikan TanrılarıNeil Gaiman · İthaki Yayınları · 20181,121 okunma

·

79 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Can Akdağ