Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

68 syf.
·
Puan vermedi
7. Kez sona geldim. Hiç sıkılmadan okuduğum ve her okuduğumda beni ağlatan eşsiz kitap. Ne zaman içimdeki çaresizliği bastırmak istesem bu kitaba koşuyorum. Daha çaresiz bir kadının hikayesini okuduğum zaman daha hafif hissettiğim için değil. Satırlarında kaleminin izini gördüğüm için. O izlere dokunabildiğim için.. O satırlar seni anlattığı için, bizi anlattığı için. Bir kitap seni anlatsaydı hangi kitap olurdu diye sormuştun bana hatırlar mısın bilemem, hatırlarsın belki de asla R. gibi değildik biz ne de olsa. Sana hiç tereddütsüz bu kitabın adını söylemiştim. Sen de oku altını çiz demiştim. Ellerin değmişti her satıra. Ondan sonradır bu kitabın benim için böyle kutsal oluşu. Sen hayatıma pat diye girmeden 15 gün önce okuyup ilk defa ağlatmıştı bu kitap beni. Seni ilk defa kitap satırlarında bulduğum ama senin aslında hiçbir zaman olmadığın hayatımı düşünmeme sebep olmuştu. Tesadüf üzerine yazılmış, çizilmiş bir sürü alengirli sözler var değil mi ? Hepsini kurdum mu sana ? Kurmuşumdur.. Sen gelmeden 15 gün önce okuduğum zaman satırlarında buldum seni dedim. Kitapta dört gözle adamın gelişini bekliyor ya kız hani adam geliyor kolunda bir kadınla. Yaşadığı hayal kırıklığını anlatıyor sonra.. Seni görmek için evden çıktığım gün gelmişti o satırı okurken aklıma.. Şaka gibi değil mi seninle en son ne zaman konuşmuşuz, ne zaman görüşmüşüz ki biz ne yaşamışız? Ben söyleyeyim. Hiç... ! Ama bu satırı okurken Aralık 2019 da o durağın arkasından el ele geçtiğiniz görüntü gelmişti aklıma. ( O kaldırımı yakmak, ateşe vermek istiyorum deyişim bundandı )O gün sadece bir dakika seni görme umuduyla çıktığım o evden senin başkasıyla el ele yürümeni görüp yaşadığım o hayal kırıklığı.. Adına her ne diyorsan. Bu kitaba inanılmaz bir yakınlık hissetmiştim. Boyutları ne kadar farklı olsa da görülmeyen, hissedilmeyen bir kadın vardı ortada. Bilinmeyen kadın.. Biraz ben biraz o işte.. Her okuduğumda içim alev alıyor. Mecaz anlamda bir alev değil bu. Hani bildiğin kalbim, içim yanıyor. Hangi cümle ile daha nasıl anlatılır bilemiyorum. O bilinmeyen kadın benden daha şanslı biliyor musun ? İstediği zaman görmek istediği yüzü görebiliyor. Peki ben ne yapıyorum seni görmek için ? Hiç anlatmayayım. Kadın diyor ya bundan utanç duyuyorum diye ben de öyle. Ama sonunda seni görebilme umudu hepsine baskın geliyor. Öncesinde yani birbirimizi tanımaya başladığımız o ilk zamanlarda canımı yakan zerre bir şey yoktu. Başka gözlere bakman, başka insanlarla vakit geçirmen. O duyguyu sandıklara kilitleyip üzerine ölü toprağı atmışım. Hani gün yüzüne çıkartılması zor olan cinsten. Kadın tüm umudunu kaybedip ölüyor ya öyle. Sonra sen beni bildin, farkettin, sevdin.. Sahi sevdin mi beni ? Bütün bunlardan sonra tensel bir acı hissettim ben. Başka gözlere bakma ihtimalin bile benim canımı yaktı, yakıyor belki de. Üzerine düşünmüyorum düşünsem yenilirim, kaybolurum. Kaybolduktan sonra beni bulmanın hiç önemi olmaz ki. Sonra senden uzak kalmayı denedim. Birçok etken vardı tabi. Senin ne istediğini bilmediğin yanlarınla savaşamazdım sanırım savaşamadım da. Kimseye yenik düşmedim, sana yenilmeyi de göze alamadım. Çünkü senin benimle olmayı istemen sadece cümlelerinin ardında saklı kaldı. Suçlamıyorum. Suçlamam.. Sana kıyamam. Senin, o hayatımı altüst eden tek bakışını anımsayınca bile yapamam bunu. Beni yık, örsele yapamam. " İçinde bana çok büyük öfke var bir gün çıkacak " demiştin. Ne kadar yanıldığını anla. Bugün senin doğum günün. Sen başka bir kadınla çok başka bir gecede olacaksın belki. Ama bak zerre öfkem yok sana. Zerre kızgınlık duymuyorum. Yine sevgi dolu bir sürü cümle kurabiliyorum. Farkında olmasam bile hep bir beklenti içine girmişim. Hep beklemişim. Bu beklenti beni felce uğratmış. Ben ne zaman beklemedim nefes aldım. Bundan bir ay önce senin olmadığın bir güne uyanma düşüncesi bile beni çıldırtıyordu. Şimdi olmayışını sorgulamıyorm. Bu hayat seni bana getirir mi getirmez mi bir beklenti içinde değilim. Getirirse yine sana öyle bakarım.. Öyle içten, öyle masum.. Hiç bir üzüntüm yok dersem yalan olur. Bin defa yandığım oluyor. Bin kez yıkıldığım. Bin kez bavul toplayıp geliyorum sana. Bin kez dönüyorum senin hiç bilmediğin o yollardan. Vicdan azabıyla...Belki de beni bir gün bile ciddi manada üzmeyen bir adamın sevgisine layık olamayışımın ağırlığıyla. Hayatımı kesip ikiye bölüyorum. Senin bir bakışını görme, sana bir kere sarılabilme umuduyla. Bu olacakları önceden bilseydim de yine yapardım. Bin kere olmasan da bin kere benden gitsen de. Bin kere ben böyle kalsam da.. Bir saniyen için bile yaptığım onca şeyden asla pişman olmadım. Sen hayatın boyunca hep mutlu ol. Hep aşkla ol. Sevdiğin insanlar sarsın etrafını. Başka bir aşkta kaybol istersen. Bana gelince, benim sana verdiğim değerin ölçüsü senin bende oluşun ya da olmayışın ile ilgili değil. Sen yokken başlamıştı her şey sen olmasan bile devam eder...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,4bin okunma
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.