Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Enes bin Malik (ra) der ki: Bir adam geldi ve Resul-i Ekrem Efendimiz’e (sav): “Yâ Resûlallah! Kıyamet ne zaman kopacak?” dedi. Resul-i Ekrem (sav): “Sen kıyamet için ne hazırladın ki?” buyurdu. Adam: “Allah’ın ve Resulünün (sav) sevgisini hazırlayabildim yâ Resûlallah!” Diye cevap verdi. Bunun üzerine Resul-i Ekrem (sav): “Muhakkak sen sevdiğinle berabersin!” buyurdu. Enes (ra) der ki: “Biz İslâm’a girdikten sonra Hazret-i Peygamber’in (sav), “Sen sevdiğinle berabersin!” sözünden dolayı duyduğumuz sevincin üstünde daha şiddetli bir sevinç duymadık. Ben, Allah’ı, Resûlünü, Ebû Bekir’i ve Ömer’i severim. Ben onların hayır işlerine benzer hayır ve ibadet işlememiş olsam bile, onlara olan bu sevgim sebebiyle âhirette onlarla beraber olacağımı Allah’ın kerem ve inayetinden umarım.” [Müslim, Birr
·
1 görüntüleme
Zeyneb okurunun profil resmi
Şüphesiz âhirette ve Cennette sevdiklerimizle beraber olmamız, onlarla aynı makamda bulunmamızı gerektirmez. Farklı makamlarda bulunduğumuz halde sevdiklerimizle beraber olabilmemiz mümkündür ve bu sırf Allah’ın bir lütfudur. Hazret-i Peygamber (sav) ile onu seven ümmetinin Cennette beraber olması mümkündür. Bu beraber oluş, Peygamber (sav) ile ümmetinin aynı makamda olduğunu elbette göstermez. Üstad Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretleri buna, aynı bahçede farklı görme ve işitme yeteneklerine sahip olan dostların, yetenek farklılıklarından dolayı zevklerinin de farklı olmasına rağmen bir yerde ve beraber bulunmalarının mümkün ve vaki olduğu misalini verir. Aynı dostlardan biri görme yeteneği zayıf olduğundan dolayı az ve zevksiz görmekte, diğeri ise mükemmel görmekte ve eksiksiz göz zevkini almakta olmasına rağmen iki dost beraber bir bahçede bulunabilmektedirler. Bu, dünyada mümkün ve vakidir; Cennette de mümkün ve vaki olacaktır. Dost dostuyla beraber bulunduğu halde her biri farklı makamlarda, farklı zevk ve safa içinde bulunabilecektir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.