9 Mart
Türkiye tarihinde sağ ve sol ideolojilerin gerçek anlamda yarıştığı ilk seçim olarak kabul edilen 1965 seçimlerinin sonuçları farklı kesimlerde farklı şekillerde karşılanmıştı. Seçimi Adalet Partisi'nin kazanması Demokrat Parti'nin tabanında büyük bir coşku yaratmıştı, çünkü AP'yi DP'nin devamı olarak görüyorlardı. AP'yi DP'nin devamı olarak gören başka bir kesim ise 27 Mayıs'ı yapan askerlerdi ve beş yıl sonra ortaya çıkan bu sonuç karşısında öfkeliydiler. CHP seçime "ortanın solu" sloganıyla girmiş ve ciddi bir hezimet yaşamıştı. Bu, CHP' deki bölünme ve değişim sürecini tetikleyen bir faktör olacaktı. Seçimin Türkiye siyaseti açısından en enteresan sonucu ise ilk kez bir sosyalist partinin seçimlere katılarak Meclis'e 15 milletvekili yollamış olmasıydı. Dolayısıyla 1965 yılı Türkiye siyasal hayatı açısından, önce 12 Mart'a ve sonra 12 Eylül'e doğru giderken yaşanacakların adeta başlangıç noktasıydı. 1965 seçim sonuçlarının Yön dergisi ve Doğan Avcıoğlu üzerinde de büyük etkisi olmuştu. Avcıoğlu TİP'in 15 milletvekili çıkarmasından yola çıkarak Türkiye' de sosyalist fikirlerin giderek yaygınlaşacağı yönündeki iyimser tezin aksine, seçimleri AP'nin büyük farkla kazanmış olmasına bakarak, "Türkiye' de ilerici güçlerin parlamenter mücadele ile iktidara gelme şansı yoktur," diyordu, Avcıoğlu'na göre, "20 yıllık parlamentoculuk, kompradorların ve toprak ağalarının, devrimciler aleyhine olarak politik hayata hükmetmesinden başka sonuç vermemişti." (Atılgan, 2008: 196) Avcıoğlu, solun mevcut toplumsal koşullar içerisinde sağ ile seçim yarışına girerek iktidar olma şansının bulunmadığını söylüyordu, çünkü Türkiye hala feodal bir ülkeydi ve feodal bağımlılık ilişkileri devam eden halk sandıkta kendi iradesiyle değil feodal güçlerin istekleri doğrultusunda tercihlerde bulunuyordu, Ayrıca, Avcıoğlu'na göre ilerici güçlerin halka yönelik vaatlerinin halkta bir karşılığı bulunmamaktaydı, çünkü halk Avcıoğlu'nun "ilerici hareketin öncülüğünü yaptığına inandığı 'subay-memur kadrosunun dinamik kanadı'nın tarih boyunca izlediği yanlış politikalar nedeniyle" ilerici güçlere karşı bir güvensizlik içindeydi. (Atılgan, 2008: 199) Dolayısıyla iktidar ancak parlamento dışı yöntemlerle ele geçirilebilirdi ve ilerici güçler ancak iktidarı ele geçirdikten sonra birtakım icraatlara girişerek halkın güvenini tesis edebilirlerdi. Yani gereken şey bir "ihtilal", bir askeri darbeydi ve bunun için bir strateji değişikliğine gidilmesi gerekmekteydi. Avcıoğlu ve arkadaşları 1967 yılında Yön dergisinin yayın haya-tına Avcıoğlu'nun şu açıklamasıyla birlikte son verdiler: Haftalık Yön'ün amacı, Türkiye'nin tablosunu ve çıkış yollarını ısrarlı bir yayınla ve ana çizgileriyle gözler önüne sermekti, Bunu tam olarak yaptığımız ve söylenmesi gereken her şeyi tam olarak söylediğimiz kanısındayız. Şimdi boşluk, . , . yarının Türkiye' sinin nasıl inşa edileceği konusundaki uzun araştırmalarla, iç ve dış olaylarda günlük doğru haber, geniş ve sağlam yorum noktasında gözükmektedir. (Atılgan, 2008: 218)