Gönderi

Hacı babanın Komünist oğlu Aziz Nesin
Aziz Nesin, DİSK'in ilk başta Devlet Güvenlik Mahkemelerilerinin (DGM) kuruluşunu kendisini doğrudan ilgilendiren bir mesele olarak görmediğini, ancak kendisinin ve arkadaşlarının DİSK yönetimini uyarmaları neticesinde DGM'lere karşı mücadelenin sendikaların gündemine geldiğini anlatır. Aziz Nesin ve Türkiye Yazarlar Sendikası yönetimi yasa tasarısını inceledikten sonra DGM'lerin işçi sınıfı aleyhine bir nitelik taşıdığını görürler ve buna karşı bir politik mücadelenin örgütlenmesi gerektiğine karar verirler: DGM yasa tasarısı yayınlanınca, bu konunun TYS'nı (Türkiye Yazarlar Sendikası) doğrudan ilgilendirdiğini gördük. Ancak, konu, bütün işçi sınıfımızı yakından ilgilendirdiğinden, tepkinin de yurt çapında çok geniş olması gerekiyordu. Yani, gösterilmesi gereken tepki, bizim küçük sendikamızın olanaklarını, gücünü çok aşıyordu... Yönetim kurulundaki tartışmalarımız sonunda şu karara vardık: MC iktidarının çıkarmayı tasarladığı DGM yasası, en başta işçi sınıfımızın aleyhinedir... Yönetim kurulumuzun üyesi bulunan Orhan Apaydın ve Kemal Sülker arkadaşlarımızı DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler'e gönderip, bu sorunu ona genişlemesine ve derinlemesine anlatarak DİSK'in eyleme geçmesi için öneride ve uyarıda bulunmakla görevlendirdik ... DİSK'in DGM yasa tasarısına karşı eyleme geçmesi bundan sonra başlamıştır. 5 Temmuz 1976'da "İşçi Sınıfına ve Kamuoyuna DİSK'in Uyarısı" adlı bir bildiri bastırıldı ve yaklaşık 1 milyon kişiye dağıtıldı, 6 Temmuz 1976 tarihli Cumhuriyet'te DİSK Başkanı Kemal Türkler'in DGM'lerle ilgili bir değerlendirmesi yer aldı. Türkler değerlendirmesinde DGM'leri doğrudan Türkiye sermaye sınıfının yönetememe krizi ile ilişkilendiriyor ve burjuvazinin iktidarını korumak için başvurduğu bir araç olarak tarif ediyordu: DGM'nin kurulması, burjuvazinin iktidarı yürütmedeki acz ve beceriksizliğini kanıtlamaktadır. Burjuvazi baskıcı yasaları ve bu yasaları uygulamakla yükümlü mahkemeleri etkisiz bulmaktadır. DGM'ler, ekonomik, siyasal ve ideolojik derin bir buhran içine giren sermaye sınıflarının kendi sınıfsal iktidarlarını korumak için kurduğu açık baskı araçlarıdır. Burjuva devletini korumak, bu devletin sınıfsal yapısını değiştirecek, işçi sınıfının örgütlü sendikal, demokratik, siyasal ve ideolojik mücadelesini bastırmakla eş anlamlıdır. Yani DGM yasa tasarısı yasalaştığı takdirde Türkiye yeni bir döneme girecek ve olağanüstü "sıkıyönetimsiz sıkıyönetim" dönemi başlayacaktır. DGM'ler açıkça sosyalist gelişmeyi engellemek için kurulmaktadır. (Koç ve Koç, 2008: 310) 7 Temmuz'da TÖB-DER, TÜS-DER, TÜTED, TÜMAS ve TMMOB ortak bir bildiriyle DİSK'in DGM'lerle ilgili tutumunu desteklediklerini açıkladılar.
·
13 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.