Demek oluyor ki her ulusun yasaları genel akıl ilkesinin uygulamalarıdır ki bu nitelikleriyle her ulusun oluştuğu koşulların özelliklerine, yönetim biçimine, coğrafi durumuna, toprağa. iklime, ülkenin büyüklüğüne, keza vatandaşla rın genel uğraşlarına ve hayat tarzına, refah derecesine, dini inançlarına, özgürlük kavramına, nüfusuna, iç ve dış yaratılışına uydurulmak zorundadırlar.
Buna göre yasalar düpedüz başka yere taşınılanıaz, onlar bir çevreden alınıp başka bir çevreye aktarılamaz. Şüphesiz, Montesquieu, hukukun bu tarihsel ve coğrafi bağımlılığı bilgisini eserlerinde vurgulamıştır.