Gönderi

Annelerden biri bana doğru eğildi. “Lütfen. Oğlunuzun sallanması diğer çocukların dikkatini dağıtıyor, herkes rahatsız oluyor,” dedi. Sözde fısıldıyordu ama söylediklerini herkes duyabiliyordu. Bana ikaz eden ve kınayan gözlerle baktı.“Onun buraya ait olduğunu hiç sanmıyorum, sizce de öyle değil mi?”Kadına baktım ama ne cevap vereceğimi bilemiyordum. Ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum.Ben bir şey söyleyemeden benim elli küsur yaşındaki annem yerinden kalktı ve Michael’la beni soluna, diğer anne ve çocukları da sağına alacak şekilde araya oturdu. Kolunu omzuma attı, sonra da şefkatle Michael’ın saçını okşadı. Sert bir ses tonuyla, “Bu çocuk,” diye fısıldadı az önceki kadına.“Bu çocuk en az diğer çocuklar kadar burada bulunup hikâye dinleme hakkına sahip. O ve annesi, buradaki diğer anne ve çocukları kadar buraya ait.” Sonra elini kaldırdı ve işaret parmağını onlara doğrulttu. Diğer annelere, “Sakın unutmayın!Bütün çocuklar, Tanrının çocuğudur!” dedi.Ardından annem, cebinden kâğıt mendil çıkarıp bana verdi. “Sil gözyaşlarını güzel kızım. Bu insanlar senin tek bir gözyaşına bile değmez!”
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.