Başımı, minicik beyaz toplu iğnelerle delinmiş gökyüzüne kaldırdım. Bir umut ışığı yoktu. Ertesi sabah göğsümde yine bu acıyla ve belki de bir daha asla saf mutluluğu yaşayamayacağım hissiyle uyanacağımı biliyordum. Yarım bir hayatı kabullenmek mümkün müdür?